Özel Bölüm° Banyo

1.8K 161 187
                                    

Yeosang uykusundan çalan kapıyla uyanmış, yatağın boş tarafına göz atıp yerinden kalkmıştı. Uyuşuk adımlarla üzerindkei siyah tişörtü düzeltip kapıyı açtı.

"Uyandırdık seni ama, bugün benim de Seonghwa'yla gitmem gerekiyordu."

Konuşan hyunguna gülümseyerek bakıp, kucağında uyuyan çocuğu aldı. "Sorun değil hyung, iyi çalışmalar."

"Bu gece burada kalsa olur mu? Çok geç döneceğiz, onunla ilgilenecek halimizin kalacağını sanmıyorum."

Sarı saçlarını iki yana sallayarak gülümsedi. "Sorun değil, Tae Oh'u seviyoruz zaten, bizimle uyumaya alışık. Aklın kalmasın. Bugün kafeyi açmayacaktım zaten." Hongjoong küçüğünü onaylayıp, oğlunu öptükten sonra hızla aşağıya inmiş, eşinin sürücü koltuğunda olduğu arabaya binmişti.

Yeosang kucağındaki bir buçuk yaşındaki bebekle kendi yatağına gitmiş, sıcaklığını kaybetmemiş yatağın içine ufaklıkla beraber sığınıp uykusuna devam etmişti.

Muhtemelen Jongho geceyi ajansta geçirmişti, eski en yakın arkadaşı, yeni nişanlısının gecesi gündüzü belli olmuyordu zaten.

Tae Oh saatlerce amcasıyla beraber uyumuş, sonra uyanıp sessizce yanında yatmaya devam etmişti. Küçük elleriyle büyüğünün yanaklarına pat pat yaparak onu uyandırdığındaysa, açlıktan karnı gurulduyordu.

Yeosang gözlerini aralayıp kollarının arasındaki miniğin boynuna kokulu bir öpücük bırakarak yerinde doğruldu.

Henüz yürümeyi başaramayan ufaklığı yavaşça kucağına alıp, salona gitti. Koltuğun kenarında duran kalın yorganı yere serip, üzerine Tae Oh'u bırakmış, banyodaki işlerini hallederek yanına geri gelip, emekleyerek çocuğa doğru ilerlemişti.

"Yakışıklım gelmiş benim ya, kaçma gel buraya. Seni sevmem gerekiyor~" Küçük olan kahkahlar atarak emeklerken Yeosang onu ayak bileklerinden yakalayıp kendine sürükledi ve kucağına aldı.

"Pekala, hadi kangurumuzu alıp seninle kahvaltı hazırlayalım." Göğsüne kanguruyu geçirip, Tae Oh'u içine oturtarak yumuşak yanaklarını öptü. Küçüğüne şarkı söyleyerek kahvaltı hazırlamış, o da yiyebildiği için ekstra bir şey yapmamıştı.

Zorlu bir kahvaltı hazırlama aktivitesinden sonra küçüğünün elinden salatalığı alıp onu kangurudan çıkarmış ve masaya oturtup bir kendi bir o şeklinde yemek yemişti.

Yediklerini sindirsin diye onu yere bırakmış, çizgi film açarak telefonunu eline almıştı.

Kime: Hızlı ve Tatlı
Jong, ne zaman geliyorsun? Tae Oh bizde. Sanırım sıkılıyor.

Kime: Küçük Prensim
Az kaldı sevgilim, arabadayım şimdi.
Geldiğimde banyoya gireceğim, Tae Oh'u da yıkarız.

Kime: Hızlı ve Tatlı
Gelirken Tae Oh'un mamasından al o zaman. Sütle karıştırdığımız toz maması bitmiş.

Telefonu yere bırakarak ağlama hazırlıkları yapan küçüğün yanına uzandı.

"Baba baba baba."

"Efendim bebeğim? Ben baba değilim, amcayım. İki tane baban var diye her erkek baba değildir, bunu nasıl öğreteceğiz sana?" Tae Oh bir süre amcasına bakmış, sonra umursamamıştı.

"Babababababa." Küçük olan taramalıya bağlamış şekilde aynı heceyi tekrarlarken Yeosang onu göğsüne yatırmış, iki yana sallanarak seviyordu.

"Prensim benim, çok tatlısın sen. İyi ki diğerleri bebek sahiplenmedi, bir tek Seonghwa hyungun bebek takıntısı var."

Yeosang küçük insanla oynarken, çalan kapıyla yerinden kalkmıştı. Tae Oh'u da kucağına alarak hızla kapıyı açtığında, bebek Jongho'nun kucağına geçmiş, Yeosang'a el sallamıştı.

FRIENDS || SEONGJOONGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin