Wooyoung sıcak bastığı için tişörtünü çıkarmış, yatağında duvara yaslanmış otururken kucağındaki yastıkla oynarken, Yeosang da kendi yatağında dizlerinin üstüne oturmuş, anlatmamak için nazlanan Wooyoung'ı sıkıştırıyordu.
San bir saat önce gitmiş ve evi temizlemelerine çokça yardım etmişti. Temizlik yaparken sürekli flört etmelerine şahit olan Yeosang, kendisine anlatılmayan bir şeyler olduğunu farketmişti.
"Ne naz yaptın be, anlat işte! Ne oldu benden sonra?" Artık sabrı tükendiği için yatağındaki yastığı Wooyoung'a fırlattı.
"Dur, dur anlatıyorum tamam pes ettim." Wooyoung ellerini kaldırıp teslim olur gibi yaptı.
"İyi seçim yoksa öldürecektim seni." Wooyoung yavaşça oturuşunu düzeltti. "Kumsala gittik, orada birbirimizi yakalamaya çalışarak uzun süre koştuk. Sonra yakaladığımda hızımız eşit olmadığı için, üstüne düştüm. Sonra dayanamayıp öptüm. Sonra geri çekilecekken bileğimi tutup durdurarak o öptü bu sefer. Çok önemli bir şey değildi, rezil olmamak için anlatmadım" Gözlerini alacağı tepkiye karşı sımsıkı kapattı. Hiçbir tepki gelmeyince gözlerini açıp arkadaşına baktı. "Öldün mü lan?"
Yatağına uzanıp sırıtarak tavana bakan ruh hastası arkadaşını dürtmek için yerinde doğrulduğu sırada, Yeosang yatağına atlayınca geri çekildi. Sonraysa kafasına gelen yastık darbelerinden kaçmak için kolunu kendine siper etti.
"Eşek! Bunu sabahtan beri söyleseydin ya! Dünküne göre bugün aşırı samimi olmanızın sebebini çözmeye çalışıyordum, San'ı sıkıştırma planları yapıyordum!"
"Bağırma dur! Gençliğimin baharında yastıkla dövülürken ölmek istemiyorum!" Yeosang terler içinde durduğunda ikisi de gülmeye başlamıştı.
Bu sırada tek terler içinde olan Yeosang değildi. Seonghwa ve Hongjoong'un vücutlarından akan terlerin de haddi hesabı yoktu.
Hongjoong tekrar terler içinde nefessiz kalınca, Seonghwa görevli doktor gelmediği için tüm hastanede koşturup durmuştu. Hemşireler nefes almasını sağlamakta zorlanırken, Seonghwa deli gibi koşuyordu. Sonunda doktoru bulduğunda koluna yapışıp iki büklüm, nefesleri arasında yüksek sesle konuştu.
"Hongjoong... Nefes!.. Yardım... Edin!" Doktor hastasının durumunu kavradığı gibi elindeki kahve bardağını kenara bırakıp Seonghwa'yla beraber Hongjoong'un odasına doğru koşmaya başladı.
Hongjoong yatağında nefes almak için debelenirken hemşirelerden biri Seonghwa'nın içeri girmesini engellemiş, odanın kapısını kapatmıştı. Çocuklara haber vermek aklına bile gelmezken, kapının dibine, yere oturarak beklemeye ve iyi olmasını dilemeye başlamıştı. Gözlerinden akan yaşları saklama gereği duymuyordu.
Aradan geçen yarım saatin ardından doktorlar odadan çıktığında, Seonghwa yerden kalkmıştı. Doktor Seonghwa'nın önünde eğilerek özür dilediğinde Seonghwa boş gözlerle hemşireler, asistanlar ve doktora bakıyordu.
''Hatamızdan dolayı özür dileriz, nefes alamayışına sebep olan şey, gün içinde hiçbir ilacın serumda olmayışından kaynaklıymış. Tekrar özür dileriz, bundan sorumlu hemşireler için gereken ne ise yapacağız.'' Seonghwa dilini ağzının içinde yuvarlahıp sinirle güldü. İki elini birbirine kentleyip avuçlarını ensesine yaslayıp başını geriye attı. ''Yani, siz bunun bu kadarla kapanacağını mı düşünüyorsunuz? Canımdan can gitti her çırpınışında, sizin için özürle bitecek bir şey mi? Diplomanıza tüküreyim!'' Sinirden gözü dönmüştü, kaldırdığı yumruğu doktorun yüzüne indirmekten son anda vaz geçti. ''Uzun sürmeyeceğini bilsem bu dikkatsizliğinize yasal işlemler başlatırdım. Şimdi sadece hastane yönetmeliğine gidip başka bir doktor ve ekibin görevli olmasını talep edeceğim. Lütfen bu odaya şimdiye kadar görevli olan hiç kimse girmesin.'' Uzun boylu, beyaz tenli asistanın omzuna çarparak odaya girip kapıyı kapattı. Lavaboya girip oradaki kaba su doldurarak bezle beraber Hongjoong'un yanına oturarak vücudundaki terleri yavaş hareketlerle temizledi. Bu sabahtan beri düne göre daha kötü olmasının sebebi canını gittikçe sıkıyordu. Hareketleri sertleşmiş olacak ki, biraz sonra Hongjoong yüzünü buruşturarak gözlerini araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS || SEONGJOONG
FanficSeonghwa ve Hongjoong üniversitede tanışan iki gençtir, beraber eve çıkmışlardır. Hongjoong'un kesinlikle çılgın bir kuzeni vardır ve başlarına en çok belayı o açmaktadır. (Wooyoung) Her gün gürültülü olan 2 odalı evde, iki sessiz insanın sabrı sın...