Gece saat iki gibi Hongjoong'un nefes almaya çalışmasına uyanan Seonghwa odanın ışını açıp arkadaşını ensesi ve omzundan tutarak doğrulttu.
Hongjoong nefes alamıyor, üstüne ateş saçıyordu. Yüzü kıpkırmızıydı ve de uyanık değildi. Seonghwa küçük bedeni kucağına aldığı gibi odadan fırladı. Kapının sert çarpma sesine uyanan iki küçük odanın kapısından, uykulu uykulu hyunglarına bakıyorlardı.
"Hastaneye gidiyoruz, uyumaya devam edin. Sabah okula gidersiniz." Yeosang'ın acele ederek yardıma koşmasıyla hızlıca evden çıkan Seonghwa, kucağındaki genci arabanın arka koltuğuna yatırıp pijamalarıyla hastaneye sürmeye başladı. Ceza yazılacak olmasını bile umursamayarak, arkadaşının iyi olması için dua ederken bütün trafik kurallarını es geçmişti.
En yakın hastaneye kısa süre ulaştığında kucağına tekrar aldığı gençle kapı ağzında yardım etmeleri için seslenip durmuştu. Sedyeye yatırılan ve hâlâ nefes almakta zorluk çeken arkadaşına doktorlar müdahale ederken, kenarda durmuş endişeyle onları izliyordu.
Nefes alabilmesi için önce ağzına okjisen aletini yerleştirerek nefesini düzene sokmuş, sonraysa gerekli kontrolleri eksiksiz şekilde yapmışlardı. Aldığı serumun etkisini bir süre sonra göstereceğini, sonuçlar çıktığında bilgilendirileceğini söyleyen doktora teşekkür eden Seonghwa, sedyenin yanındaki sandalyeye oturup dudaklarını dişleyerek beklemeye başladı. Soluk alışverişini aleti kullanmadan yapabildiğini anladığı seslerle başını kaldırdı. Sedyeden sarkan küçük eli iki elinin arasına alıp yüzüne yaklaştı. Gözlerini açmış, etrafı inceliyordu, saat dört olmak üzereydi.
"Hongjoong, benim. Hastanedeyiz, iyi misin? Evet ise gözünü bir kere kırp, hayırsa iki."
İki kez göz kırptı.
"Kendin nefes alabiliyor musun?"
Bir kez göz kırptı.
"Doktoru çağıralım." Yavaşça yatağın üzerindeki düğmeye uzanıp, bir kez bastırdı. En yakındaki hemşire geldiğinde, küçük eli tamamen bırakmak zorunda kalmıştı.
"Kendi nefes alabiliyor ama kendini iyi hissetmiyor. Test sonuçları ne zaman çıkacak?"
"Doktorunuz sonuçları almaya gitti, birazdan gelir. Serumunu değiştiriyorum şimdi, sonuçlara göre bir veya birkaç gece burada kalma ihtimali var."
"Anladım, teşekkürler."
Hemşire serumu yenileyip gülümseyerek gittiğinde, Hongjoong birkaç kez öksürmüştü. Seonghwa ona döndüğünde, avuçlarının arasında küçük eli alıp gülümsedi. "Bebek gibisin.."
Hongjoong bir kez göz kırptığında Seonghwa daha çok gülümsemişti. Hongjoong onun gülümsemesinden güç bulup, oksijen maskesinin altından gülümsediğinde Seonghwa söylenmeye başladı.
"Senin yüzünden bu haldeyiz şu an. Dediklerimi yapsaydın gecenin bilmem kaçı onlarca trafik kuralını çiğneyerek pijamalarımla seni buraya getirmezdim. Ne kadar korktum haberin var mı?"
Perdelerin arasına giren doktorla Seonghwa'nın isyanı yarıda kalmıştı.
"Bakteriyel enfeksiyon kaptığını düşünüyoruz. Aynı evde kaç kişi yaşıyorsunuz?"
"Dört, öğrenciyiz hepimiz. Apartmanımızda öğrenci apartmanı. Salgın olduğunu sanmıyorum."
"Sanırım birkaç geceyi burada geçirmeniz hem sizin hem diğer komşularınızın iyiliği için daha iyi. Yatışınızı başlatacağım, 4 gün burada kalın, iyileşme durumuna göre süre uzayıp kısalabilir. Tedaviye başlamak için refakatçi imzasına ihtiyacım var, benimle birkaç dakilalığına gelebilir misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS || SEONGJOONG
FanfictionSeonghwa ve Hongjoong üniversitede tanışan iki gençtir, beraber eve çıkmışlardır. Hongjoong'un kesinlikle çılgın bir kuzeni vardır ve başlarına en çok belayı o açmaktadır. (Wooyoung) Her gün gürültülü olan 2 odalı evde, iki sessiz insanın sabrı sın...