15° Çatı

1.9K 244 263
                                    

"İyi görünüyor, yarın taburcu olabilirsin. Muhtemelen yarın vücudunda bir tane bile bakteri kalmamış olur. İlaçlarını yarın sabah bitiririz, sonrasında da iki, üç gün kullanman için hap vereceğiz. Geçmiş olsun." Gülümseyerek doktor rolünde olduğu için yavaşça eğildi.

Soobin odadan ayrıldığında ikisinin de uzun süredir görmediği veletler odaya girmişti. Yarış zamanında da konuşmaya fırsatları olmamıştı.

San'ın ve Wooyoung'un eli birbirine kenetliyken, Yeosang arkalarından yürüyordu. "Siz, ne alaka lan?" Hongjoong anlamaya çalışırken San omuz silkti.

"Hiç, sevgili olduk işte öyle." Wooyoung çok basit bir şeymiş gibi söylediğinde, iki boş gözlerle baktılar.

"Peki bu nasıl gerçekleşti?" Seonghwa sevgili olacaklarını tahmin ediyordu ama gelişmelerden haberi yoktu.

"Yarıştan sonra oynaşıp duruyorlardı. Dün gece senin yatağında uyudum onlar yüzünden hyung. İki gündür sevgili olduklarını öğrendim bu sabah kahvaltıda. Benim bile haberim yoktu." Yeosang iğneleyici cümleleri eşliğinde kısaca olayı söylemişti.

"Nasıl yoktu, anlattım ya?" Wooyoung sitemle arkadaşına baktı.

"Sadece öpüştüğünüzü söylemiştin, sevgili olduk demedin." Birkaç gündür kendini zaten pek umursamayan arkadaşına ters bir bakış attı.

"Yani dün gece bizim huzurlu ve namuslu evimizde şey mi yaptınız?" Hongjoong şaşkınlığı gittikçe artarken sorduğunda, Wooyoung'un gözlerini yerinden fırlayacak kadar açıldı.

"Hayır, yapmadık öyle bir şey. Sadece gülerek sohbet ediyorduk, uyuduk öyle. Yeosang abartıyor. Sanki ayıp bir şey gördünde kaçtın, San'la uyuyacağımı söylediğimde rahatınıza bakın diyip odadan çıktın." Yeosang omuz silkip Hongjoong'un yanına uzanacağı sırada Seonghwa poposuna vurarak onu engelledi. "Dışarıdan geldin pis pis kıyafetlerle ne yapıyorsun. Git, en uzak yerde oturun. Virüsün yaşam alanısınız siz."

"Dedi dün yarışa katılıp toz toprakla haşır neşir olan yakışıklı." Wooyoung dil çıkardı.

"Tahminen ne zaman bana yürümeyi bırakacaksın?" Seonghwa bezmiş şekilde küçüğüne baktı. "Sevgilinin yanında yapma bari."

"Ata sporu bu nasıl bırakayım?" Wooyoung hyunguna elleriyle kalp yaptığında, San elini indirmesini sağlayarak gülmüştü.

"Öf, başımı şişirdiniz! Gidin bana hamburger alın, siz iki vıcık yaratık gidin." Hongjoong Yeosang'ın pekte mutlu görünmediğinin farkındaydı. WooSan ikisilisini yolladığı gibi Seonghwa'nın bileğinden tutup kendi yatağına onu çekerek Yeosang'a koltuğu işaret etti. "Gel çabuk buraya."

Yeosang sessizce gelip oturduğunda, Hongjoong hızlıca ona döndü. "Ne oldu, neden moralin bozuk senin? Dün biz gittikten sonra mı bir şey oldu?" Sessizce başıyla onayladı. "Oğlum anlatsana o zaman." Bu kez teşvik eden Seonghwa olmuştu. Yeosang'ın hızlıca döküleceğini biliyorlardı zaten.

"İki gün önce öpüştüklerini öğrendiğimden beri, sürekli telefonu elindeydi ve beni geçiştiriyordu zaten. İki sabahtır tek başıma kahvaltı yapıyordum, akşam yemeği de öyle geçiyordu. Bu sabah ilk kez beraber yaptık onda da ikisi gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Asıl olayda dün gece oldu hyunglarım. Seonghwa hyung motorunu San'a bıraktı ya hani?"

"Hım?" İki büyük aynı anda onayladıklarını belirttiler.

"Heh işte, insan der ki Yeosang sen buraları bilmiyorsun ama biz gidiyoruz. Şu seni bırakabilir ya da ona benzer bir şeyler söyleyebilirlerdi. En azından haber verebilirlerdi biz gidiyoruz diye! Çünkü arabayla gitmiştik ama ikisi motorla dönmeyi tercih etmiş. Bir süre onları arayıp durdum kalabalıkta. Sonra Wooyoung'u aradım biz eve geldik dedi. Ben de üzüldüm, pistte değilmişim gibi cevap verdim."

FRIENDS || SEONGJOONGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin