Hongjoong arabaya bindikten kısa süre sonra, rahatsız edici bir şekilde uyuyakaldığında Seonghwa onu kendine çekmiş, omzuna yatırmıştı.
"Serum'unu çıkarmamız gerekiyor Seonghwa, yapabilir misin? O boruyu tamamen çıkarmazsan damar yoluna zarar verebilir." Seonghwa kucağına düşen kolu, ince bele sardığı kolunda yardımıyla yukarı sıvayıp dirseğinin içindeki serumu inceledi.
"Sadece çekip çıkarmam mı gerekiyor, başka bir olayı var mı?"
"Kelebeği oynatmadan boruyu çekmen lazım."
"Kenara çekip sen yapamaz mısın? Kanatmak ya da acıtmak istemiyorum." Soobin onayladığında Yeonjun en müsait alanda kenara çekmiş, arabanın içindeki ışığı yakmıştı. Soobin inip arka kapıyı açtığında, Seonghwa'nın sımsıkı sarılıyor gibi görünmesine gülerek kolundaki serumu dikkatlice çıkarmaya başladı.
"Seni bulamayınca çok endişelendi, seni bulduğunda geberteceğini söylüyordu ama koşarak sana sarılmaktan başka bir şey yapamadı." Seonghwa gülümseyerek sadece uyurken sakin olan küçüğü izledi. "Atom karınca gibi ki, boyuna posuna bakmadan herkese kafa tutuyor. Sürekli onu korumam gerekiyor gibi hissediyorum."
"Sen yokken uyuyamamış ve yemek yiyememiş. Sevgilime ayıracağım vakti ona ayırmak zorunda kaldım. Bir daha ortadan kaybolma. Uyuyana kadar sana gelmek için sızlanıp durdu." Soobin kapıyı kapatıp elindekileri sararak arabanın önüne bıraktı. Yeonjun, sevgilisi oturunca sürmeye başlamıştı. "Ben yokken nasıl uyudu?"
"Seni aramaya çıkacağını söyleyip durduğu için, yemeğine sakinleştirici karıştırmış olabilirim. Gitmemem için tehdit edip durdu ama uyuduktan sonra uyanması uzun sürdü."
"Seonghwa? Yüksek müsadeni isteyerek bir soru sorabilir miyim?" Yeonjun bakışlarını yoldan çekmeden konuşmuştu.
"Tabii, sorabilirsin." Seonghwa'nın gözleir anlık ona dçnse de. arkadaşının düşen başıyla dikkatini ona verdi.
"Hongjoong arkadaştan fazlası olabilir mi?" Dikiz aynasından kısa olanın boynu ağrımasın diye kafasını omzuna daha güzel yereştirip, dengene kalsın diye başını tutan Seonghwa'ya baktı.
"Öyle zaten, ailem bile diyebilirim."
"O açıdan sormadığımı anlaman gerekiyordu." Seonghwa kaşlarını çatarak baktı.
"Neden şu sıralar herkes sevgili olup olmadığımızı soruyor?"
"Öyle görünüyorsunuz, senin için ortalığı yıkan ve sen yokken sadece sakinleştiriciyle uyuyabilen ufak bir şey ve zarar gelmesin diye kendi rahatını önemsemeyen, ayrıca gece uyuyabilsin diye zaten küçük yatakta köşeye sıkışıp kendinden kat kat küçük bedenin üzerine çıkmasını bile umursamayan biri.. Profillerinizi değerlendirince sevgili gibi görünüyorsunuz." Yeonjun'un cümleleri Seonghwa'yı daha da sinirlenirken, Soobin sevgilisinin susmasını dilemekten başka bir şey yapamıyordu.
"Beraber uyuduğumuzu Soobin'den mi duydun? Hastaların özel hayatlarını sevgiliye anlatmak etik kurallarına uygun bir şey mi?" Yeonjun'un tüm cümleleri arasından sadece buraya takılarak, sertçe Soobin'i azarladı.
"Özür dilerim, sadece Hongjoong yarışı izlerken ve bitince sana doğru koşarken hakkınızdaki düşüncelerimi anlatıyordum."
"Yani siz de odaya giren onlarca hemşire varken beraber uyumaya utanmıyorsunuz, şimdi konusu sçılınca mı şey oluyor?" Bu kez sert bakışları Yeonjun'a döndü.
"Utanılacak bir şey değil yanında uyumam. Hongjoong bu durumun konuşulduğunu duyarda, rahatını bozmak zorunda kalırsa bu kez etik kurallarını yok sayarak önceki sefer yere indirdiğim yumrugumu Soobin'in yüzüne indireceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS || SEONGJOONG
FanfictionSeonghwa ve Hongjoong üniversitede tanışan iki gençtir, beraber eve çıkmışlardır. Hongjoong'un kesinlikle çılgın bir kuzeni vardır ve başlarına en çok belayı o açmaktadır. (Wooyoung) Her gün gürültülü olan 2 odalı evde, iki sessiz insanın sabrı sın...