Özel Bölüm° Hiç değişmediniz

1.6K 147 268
                                    

"Yeosang! Öldür onu, öldür!" Yeosang elindeki kolun tuşlarına daha sert basarak, Wooyoung'u öldürmeye çalışırken, Jongho sevgilisinin arkasına oturmuş, omzularını ovarak destek veriyordu. San tekli koltuğa yayılmış, karnına oturttuğu Kim Tae Oh'un tombul yanaklarıyla oynarken, Seonghwa ve Soobin çocuk bakmanın zorluğu hakkında konuşuyorlardı.

"Hongjoong hala bomba patlada uyanmadığı için, uykumu bölüp duruyor velet. Çok seviyorum onu ama keşke bizimle beraber uyusa. Bir de, beşiğinde uyumayı sevmediği için aramıza yatıyor." Soobin arkadaşının derdini anlatışına gülerken, ikisi eblat edindikten sonra benek için ağlayan eşini durdurduğuna dua etmişti. Bir hafta sonrasında zaten hepsi evlat edinme fikrini asla indirmemek üzere rafa kaldırmışlardı.

"Öyle diyorsun da, şu tipe bak. Tam ısırılmalık!" Soobin Yeonjun'un şirketinde çalışmaya başlamıştı ve bu yüzden rafa kaldırılan fikri arada açıp, tartışıp vazeçerek geri kapatıyorlardı. Tae Oh bir gece onlarda kalmıştı ve ikisini de mahvetmişti.

"Dedi çocuk bakmaktan nefret eden adam." Yeonjun elindeki cips tabaklarını Playstation oynayan iki arkadaşının önüne bırakıp, San'ın kucağından bebeği aldı.

"Alma şunu kucağına, çok yakışıyor sonra gece uyumadan çocuk istiyoruz." Soobin güldüğünde, Hongjoong ona mutfağın kapısından ters bakışlar atmıştı.

"Oğlumun bir adı var, sensin şu!" O da elindeki içecekleri sehpaya bırakıp, geniş koltukta oturan eşinin yanına oturdu ve bedenine yaslandı. "Tae Oh'un altına baktın mı?"

"Baktım az önce güzelim." Seonghes Hongjoong'un şakağını öpüp, kokusunu içine çektikten sonra kolunu ince bele sardı. Soobin yanına oturan Yeonjun'un kuzeğindeki çocuğu severken, San yere inmiş, sevgilisini öperek oyunu sabote ediyordu.

Seonghwaların evine geldiklerinden beri televizyonun başından kalkmamış, küfür ederek savaş oyunu oynuyorlardı. Jongho da şartlar eşitlendin diye sevgilisini öpmeye başladığında, Wooyoung ölmüştü.

"Hay sikeyim!" Öyle bir bağırmıştı ki, Tae Oh korkup ağlamaya başlamıştı. Hongjoong ayağını uzatıp kuzenne vurdu. "Ağzına sıçacağım senin! Ne zaman gelsen ağlatıyorsun çocuğu. Kapat şu oyunu."

"Üzgünüm..." Suçlulukla oyunu kapatıp, Playstationu topladıklarında, Tae Oh hala susmadan ağlıyordu. Hongjoong arkadaşlarının kucağından oğlunu alıp, göğsüne bastırarak sevdiğindr bebek ağlamayı bırakmış, babasının tişörtüyle ilgileniyordu.

"Biir şey diyim mi? Ben Hongjoong'un benek bakabileceiğini hiç düşünmezdim." Yeonjun konuştuğunda Seonghwa gülerek iki beneğine birden sarıldı. "Nedenmiş o?"

"Ne bileyim, çok aşırı biri. Aşırı heyecanlı, agresif, hemen olsun bitsinci."

"Ama gördüğünüz gibi çok iyi bir baba oldum. Ağlayabilirsiniz." Hongjoomg yine şımardığında san ekledi.

"Ayrıca aşırı şımarık. Hyung iki beneğe bakıyor gibi hissediyor musun?"

"Hayır, ona yetişkin olduğumu çokta güzel hatırlatıyorum. Sen sus pornocu." Seonghea sevgilisinin ağzını kapattı.

"Çok küfrediyorsun yine."

"Baba var, baba var işte. Seonghwa harika bir baba." Soobin güldüğünde, Jongho ikisini kısa süre süzdü.

"Sizde de Soobin hyung harika bir baba olurdu."

"Çocuk istemiyoruz, kesin karar." Yeonjun konuşunca Wooypung araya girdi. "Hala iyi bir baba olduğunu düşünüyorum."

San kahkaha atmaya başladığında, Yeosang ve Jongho birbirlerine bakmışlardı. "Ne dedim ki?"

"O, yetişkin içerik konuştu Yeosang. Boşver sen." Seonghea Yeosang'ın anlamaöasına gülerken, Hongjoong kuzenine ters ters bakıyordu.

FRIENDS || SEONGJOONGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin