9° Bebek

2.2K 251 241
                                    

İki küçük kendini iyi hissettikleri için Seonghwa'dan kendilerini fakülteye bırakmalarını istemişlerdi. Seonghwa pijamasını bile çıkarmaya gerek duymadan ikisini fakültelerine götürüp, eve dönmüştü.

Hongjoong uyandığından beri üç kere tişörtünü değiştirmişti, sürekli terliyordu. Seonghwa'ya kapıyı açtıktan hemen sonra kendini koltuğa atıp, yorgunca tavanı izlemeye başladı.

Seonghwa gitmeden önce hazırladığı çorbayı arkadaşına içirmek için kaseye doldurup, bir kaba koyduğu soğuk su ve birkaç parça bezle odaya gitti. Elindekileri masanın üstüne bırakıp arkadaşının yatağını hazırlayarak yanına gitti. "Yerine uzan da uyu biraz. Çorba hazırladım." Hongjoong Seonghwa'dan destek alarak koltuktan kalkıp odalarına gitti. Yatağa  oturduğunda çorbayı içip aşağıya kayarak uyuma pozisyonuna geçti. Seonghwa yatağın kenarına oturup ıslattığı bezi sıkarak Hongjoong'un kolları ve göğsünde gezdirerek onu serinletti. Kaldırmadan altına soktuğu tişörtü açmamaya özen gösterirken, yorganı yatağın ucuna itekleöişti.

"Üşüyorum.." Seonghwa göz ucuyla arkadaşına bakıp işine geri döndü. "Daha fazla hasta olmak istemiyorsan ateşini düşürmeliyiz."

Bir süre Hongjoong'un üşüdüğüyle alakalı mızmızlanmaları eşliğinde ateşini düşürmeyi başaran Seonghwa üzerine ince bir pike örttü. "Kötü olursan hastaneye gideriz uyu şimdi."

Seonghwa yatağın yanından geçerken Hongjoong'un bileğini tutmasıyla ona döndü. "Bir şey mi oldu?" Burnuna kadar çektiği pikenin altınsan başını iki yana salladı, sonra da gözlerinden belli olacak kadar büyük gülümsedi. "Teşekkür ederim, benimle ilgilendiğin için."

Seonghwa gülümseyerek arkadaşının saçlarını karıştırıp odadan çıktı. Kapıyı açık bıraktığı için ses çıkarmayacak bir şeyler yapmak adına, sabah yarım bıraktığı kitabını tekrar eline aldı.

Kime; Yakışıklı Hyung

Hyung, derslerimiz uzadı. Akşama kadar okuldayız, akşam yemeğine beklemeyin bizi.

Kime; Çığlıkçı

Tamamdır, iyi çalışın.

Telefonunun sesini açıp kenara koydu, akşama kadar kitap okudu.

Hongjoong hava kararırken odadan çıkıp, sarıldığı pikesiyle beraber salona gelmişti. Televizyonda kısık sesle aksiyon filmi izleyen arkadaşının dikkatini çektiğinde, oldukça bitkin görünüyordu.

"Daha iyi misin?" Başını iki yana sallayarak küçük bedenini koltuğa devirdi Hongjoong. "Aynıyım. Sen ne yapıyordun ben uyurken?"

Uzandığı yerden doğrulup Hongjoong'un alnına elini koydu Seonghwa. "Bir şey yapmadım, kitap okuyordum. Wooyoungların dersleri uzamış, akşama beklemeyin dedi. Aç mısın?" Tekrar olumsuz cevap aldığında iç çekmişti. İyi görünmüyordu. "Hastaneye gidelim mi?"

"Duş alsam daha iyi olurum belki. Ama ayakta duracak halim yok.."

Seonghwa önce dudaklarını dişledi, sonra ensesini kaşıyıp yüzünü sıvazladı. "İç çamaşırını çıkarma, yardım edeyim. Olur mu?" Hongjoong başıyla onayladı. "Beni yıkasana diye tatlılık yapmayı bile planlamıştım, çok kolay oldu.." Seonghwa arkadaşına şaşkınlıkla bakınca kısa olan elini havada 'boşver' der gibi sallamıştı. "Vücudumu kendim yıkarım otururken de, kolumu kaldırmak zor, saçlarımı yıkar mısın ben çağırınca?" Seonghwa başıyla onaylayladı.

Hongjoong yattığı yerden kalkıp ayaklarını sürüye sürüye banyoya girdiğinde, Seonghwa da odalarını havalandırmaya gitmişti. Yaklaşık yarım saat geçmesine rağmen hâlâ seslenmemçyen arkadaşını kontrol etmek için yavaşça banyonun kapısına tıklattı. "Her şey yolunda mı Hongjoong?"

FRIENDS || SEONGJOONGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin