28° Korku

1.7K 192 71
                                    

Aradan geçen bir ayda, okul dönemi sona ermişti. Seonghwa kalan 3 yarışınında galibiyetini aldığı için, San yat kazanmıştı. Şimdi ise yazın sıcağında, 8 erkek denizin ortasındaydılar.

Hongjoong'un söz verdiği gibi herkese ait bir oda vardı.

Jongho ve Yeosang okul bitmeden önce kazanılan sponsorlukla Jongho için güzel bir öğrenci evi bulmuşlardı. San, Wooyoung ve Yeosang arkadaşlarının evi döşemesine yardım etmişler, her şey düzene girdiğinde de tatile çıkma kararı almışlardı.

Hyunglarıyla beraber, dün yat tatiline çıkmışlardı.

Şimdi ise yatta büyük bir kargaşa vardı, her zaman olduğu gibi.

Hongjoong Seonghwa'nın denize girmesine izin vemiyordu çünkü çok yakınlarında başka bir yat vardı ve ful güzel kız doluydu. Zaten bütün hepsini kesmişlerdi, şimdi onlara görsel şölen vermek istemiyordu. Ayrıca sudan korkuyordu ve Seonghwa suya girerse yalnız kalacaktı. Bunu da istemiyordu.

"Ya Hongjoong! Abartıyorsun ama, küçücük boyunla dev dibi adama izin vermemek ne? Gelin ikiniz de!" Yeonjun sınanan sabrının sonlarındaykenz son kez seslendi. Hongjoong inat etmişti.

"Ya size ne oğlum? Ben gavat değilim, istemiyorum sevgilimin soyunup seksi seksi yüzmesini. Hem tek kalacağım burada!"

"Güzelim, gel sana öğreteyim diyorum hayır diyorsun. Zaten sudan korkuyorsun, üstüne beni de göndermiyorsun. Yetmiyor tişörtümü çıkarmama da izin vermiyorsun. Hem haşlandım hem amele yanığı olacağım." Seo ghwa sabrının son demlerine ulaşmak üzereydi. Hongjoong bugün her zamankinden çok daha şımarıktı.

"Bana ne, gidemezsin." Hongjoong ince bele sımsıkı sarıldı.

"Ben sana böyle yapıyor muyum? Ne istersen giyiyorsun, ne istersen yapıyorsun. Neden benimle sürekli inatlaşıyorsun?" Seonghwa sevgilisinin yanaklarına ellerini koyup, baş parmağıyla yanağını okşadı.

"Sen bana bir ay sonra kıyafet terörü yaşamayız demiştin, al, verdi Tanrı belanı." Yeomjun gülüp, suya daldı. Seonghwa ona el hareketi çekip miniğine döndü.

"Kıskanıyorum, çok kıskanıyorum. Sevgili oluşumuzun ilk günü o kadar büyük travma yaşattın ki bana!"

"Hay ağzım kırılsaydı da gülümsemeseydim Beomgyu'ya." Başını geriye atıp, sabır diledi.

"Ya, of! Bana bakın, gelin hepiniz yukarı. Daha fazla insansız olan bir yere gidelim. Hatta dünyanın en ıssız yerine sürün oraya gidelim. Söz veriyirum ben de girerim suya, gidelim işte!" Hongjoong mızmızlanırken Seonghwa derin bir nefes aldı. "Yüzün siz, ben sorunu çözeceğim." Hepsi onaylayıp kendi hallerinde yüzüp, oyun oynamaya başladığında, Seonghwa sevgilisiyle gölgeye gelip oturdu.

"Neden göndermiyorsun?" Oldukça sakin sormasına rağmen Hongjoong cırlayınca gözlerini kapattı.

"Kıskanıyorum dedim ya!"

"Ben bağırmıyorum güzelim, sakin sakin soruyorum. Yatta tek başına kalmaktan mı korkuyorsun?" Hongjoong sakince onayladığında, ikinci soruya geldi sıra.

"Neden benimle suya girmiyorsun?" Sebebini hepsi biliyordu ama Hongjoong'un sudan korktuğunu kabul edip, bunu yenmesi gerekiyordu.

"Çünkü ben küçükken az daha boğulup ölüyordum çok korkmuştum."

"Zor bir çocukluk geçirdiğin için çok büyük ve yenemediğin travmaların var, biliyorum. Ama bunları yenmen gerekiyor. Elini hep tutacağım tamam mı? Hem, hepimiz yüzme biliyoruz. Sana hiçbir şey olmaz suda. Can yeleği de giyersin." Uzun olan ısrarla atom karıncayı ikna etmeye çalışırken, Hongjoong her şeye bir.kılıf bulmaktan vazgeçmiyordu.

FRIENDS || SEONGJOONGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin