France-5 the meeting

78 15 18
                                    

Arabanın kapısından bacağımı sarkıttım. Calum çoktan inmiş elini bana uzatmıştı. Ah minik kaplanım...Elini tutup, ona tebessüm ederek indim. Kırmızı şortumu ve üzerimdeki askılıyı düzelttim. Sonra arkama baktım.

Ashton siyahlar içindeydi. Gömleği göğsüne kadar açıktı. Ayağında ise siyah bot vardı bu havada bunu nasıl giydiğini sorgulamadım. Kenny ve Sheryl de kırmızı ve siyahın karışımlarıydı. Calum zaten baştan aşağı siyahtı. Bagajdan çantayı alıp, deponun ortalarına ilerledik. İlk defa yanımızda koruma olmadan ve arkadaşlarımızla beraber bir teslimat yapacaktık.

Luke üzerinde kırmızı gömleği, biçimli siyah pantolonuyla geldi. Ayağında ise göleği ile aynı renk kırmızı botları vardı.Mavi gözleri gözlerimi bulunca kafamı salladım.

" Niall, akşama kadar beklemeyiz!" diye bağırdı Luke. Sesi boş depoda yankılandı. Herkesin beline birer tane silah yerleştirmiştik. O yüzden Calum bana yakın duruyordu. Belimdeki yara yüzünden silah taşıyamıyordum.

Luke içeride volta atmaya başladı. Diğerleri diken üzerinde onu izliyordu. Ben ise olduğumdan rahattım. Karanlık olan taraftan ıslık sesi duyduğumuzda hepimiz o tarafa döndük. Elim Calum'un belindeki silaha giderken, Luke' a başımla diğer tarafı işaret ettim. O elindeki tabancayı arkamiza çevirince, ben de Calum'un elinden silahı alıp, sesin geldiği yöne doğrulttum.

" Seni orospu çocuğu! Eğer 1 dakika içinde anlaştığımız gibi burada olmazsan, anlaşmayı iptal ederim." dedim sesimi yükseltip.

Niall gözükmedi ama sesi duyuldu.

"Bunu nasıl yapmayı düşünüyorsun?Malı veren sen değilsin!Anlaşmayı yapan da sen değilsin, söz sahibi bile değilsin! Sen sadece teslimat yapan sürtüklerden birisin."  dedi Niall karanlığın içinden, silahın namlusunu çekip o tarafa doğru tutmaya devam ettim.

"Kes sesini orospu çocuğu! Lily Hemmings olarak, babamdan sonra imza hakkına sahip olan kişi benim. Yani Niall, ne istersem yaparım."

Boşluğa doğru iki el ateş ettim. Birisi bağırdığında isabet ettiğini anlamıştım. 

" Mesela bunu da istediğim için yaptım." dedim karanlıktan gözlerimi çekmeyerek. Arkadaşlarıma göz gezdirdim. Kenny bir köşeye sinmişti. Ashton'un yüzünde herhangi bir duygu yoktu. Calum ile gözgöze geldiğimde birazcık endişeli olduğunu gördüm. Sheryl ise durumdan zevk alıyor gibiydi.Ah, deli kızım benim.

Karanlığın içinden orospu sarısı saçlarıyla Niall çıktı."Arkadaşlarını da getirmişsin bakıyorumda? Yalnız yetersiz misin?" dedi sırıtarak."Orospu." diye tısladım.Calum yanımdan ayrılacak gibi olduğunda bileğini tutup gözlerine bakmamla geri adımladı.

" Oh, köpeğini de getirmişsin." dedi alay ederek. Gözlerimi kısarak ona baktım. Bana aynı şekilde baktı biraz daha zorlarsa buradan kurşunlarla ayrılacaktı. 

"Luke Hemmings ve pezevenk gömlekleri, Lily Hemmings ile abartı ve kırmızı." dediğinde gözlerimi devirdim.

" En azından senin gibi kot ve tişört giymiyorum." dedi Luke.

" Arkadaşların da fena değilmiş." dedi Niall sırıtarak. Ah, orospu çocuğu kaşınıyordu. Arkamı dönüp Sheryl'e baktım. Elinde güzel keskin bir bıçak vardı. Ona göz kırptığımda güldü ve birkaç sarsak adımla yanıma yaklaştı.

Ayakkabısını düzeltir gibi yaptı ama hızlıca doğrulup elindeki bıçağı fırlattı. Keskin bıçak Niall'ın kafasının yanından geçerken saçlarının bir kısmını da götürdü. Niall kız gibi bağırırken, biz hepimiz güldük.

" Evet, hiç fena değiller. Gözlerinle şahit oldun ve saçlarınla." dedim gülerek.

Niall üstüme atılacak gibi olduğunda Ashton ve Calum iki yanımdan ona doğru birer adım attı. Dudaklarımı büzdüm.

Let it happen |HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin