The way to France

110 19 24
                                    

Bakın bacılarım, smut içerir.
Sonra uyarmadı demeyin.
balerinoll a hediye ediyorum ;-)

CALUM

Lily bol gri şortu ve kırmızı göğüslerini olduğundan dolgun gösteren askılı tişörtüyle yanımda ağlıyordu.

Aklıma yaklaşık bir saat önce olanlar geldi. Veda etmek bizim için zor olmuştu. Lily ağlayarak herkese sarılmıştı. Luke bile ağlıyordu. Kenny ve Sheryl de biraz daha zorlansa ağlardı. Birbirimize çok bağlanmıştık. Daha önemlisi Liz ve Daniel burada kalacaktı. Andrew bile vedalaşmaya gelmişti. Ve bizi görmeye geleceğini söylemişti. Daha da önemlisini söyleyeyim. Hera ve Ashton. Ikisi de ağlamadan birbirini izledi. Sarılmadılar ya da başka bir şey. Karşılıklı gözleriyle birbirlerini izlediler. Sonra Hera'nın gözünden düşen bir damla ikisi de arkasını döndü. Sonra Marcus Lily'i havaya kaldırıp döndürdü. Son kez sarıldılar ve onlar Andrew ile beraber ayrıldı.
Hera gittiğinde Ashton'un sessizce ağladığını farkettim. Onu teselli etmek isterdim ama Lily ile uğraşıyordum. Ben gidemeden Sheryl ve Kenny onun yanına gitmişti.

Aynı durumu ben yaşadığımı hayal ettim. Lily'i yeni bulmuşken, bırakmak zorunda olduğumu... Sonra kendimi üzmenin bir yararı olmayacağını anlayınca etrafı izlemeye başladım. Lily hala ağlıyordu.

Onun ağlamasını sevmiyordum ama ağlayınca çok sevimli oluyordu. Küçük bir kız çocuğu gibi...

Ellerimi yanaklarına koyup, bana bakmasını sağladım.

"Onları yine göreceksin, ağlamayı kesmelisin." dedim ağlamaktan kızarmış mavi gözlerine bakarken.

Kafasını salladı ama ağlamaya devam etti. Burnunu çektiğinde yine ona peçet uzattım. Burnu peçeteden dolayı kızarınca burnuna minik bir öpücük kondurdum. Bir süre daha yavaşça ağlamaya devam etti. Uçuşumuzun anons edilmesini bekliyorduk.

Etrafı izlerken, Lily kollarını belime doladı. Şaşırıp, kollarımı etrafına sardım ve saçlarına öpücük kondurdum. Bana bakmıyordu.

Kafamı onun baktığı yöne çevirdiğimde bizi izleyen kızları gördüm. Bizi baştan aşağı süzüyorlardı.

Lily'nin kolları etrafımda sıkılaşınca, biraz kendimi geri çekip ona baktım. Kaşları çatıktı. Bu haline gülünce, bana baktı.

" Benim olanı paylaşmayı, sevmem biliyorsun." diye mırıldandı.

Bu sefer kahkaha attım.

Bana sinirli sinirli baktı ama onu ciddiye alamıyordum.Ağlamaktan yüzü kırmızıydı ve kıskanıyordu.

Let it happen |HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin