A girl who has pink hair

188 24 7
                                    

Dolabıma doğru ilerlerken, Sheryl'in de karşıdan geldiğini görüp el salladım.Bugün biraz fazla donuk ve dalgın duruyordu.Benim de keyfim pek yerinde sayılmazdı. Dün olanları düşününce...Calum gerçekten kafamı ve duygularımı birbirine katıyordu.

Ayrıldıktan sonra 3 ay kadar birbirimizi hiç görmemiştik. Yaz tatilinin gelmesiyle, kendimi Italya'ya atıp buradan 3 ay uzak kalmıştım.

3 ay içinde o kadar çok şey yaşamıştım ki duygusal anlamda, hala onu atlatabilmiş değildim. Sonra buraya dönünce bizim küslüğümüz arkadaş grubumuzu da etkileyecekti bu yüzden sanki aramızda olanlar hiç olmamış gibi davranmaya karar vermiştik. Ayrıca ailelerimiz çok yakın arkadaştı. Sürekli görüşmek zorunda kalıyorduk.

Ama Sikik Calum ben döndükten sonra ortaya arkadaş olma fikrini atmıştı ve ben de kabul etmiştim. Pek konuşmuyorduk zaten.Pastamın son dilimini yemesiyle çok sinirlenip küsmüştüm.

Ama kuru özürünü hemen affettim. Çünkü onun yokluğu bana iyi gelmiyordu. Bu yaz ne yaşadığımı sadece çok az kişi biliyordu.

Calum'u düşünmüyormuş gibi konuşsam da aslında tek düşüncem oydu.Sanki klişe bir filmdeydik, Calum abimin yakışıklı arkadaşı, ben ise ona umutsuzca aşık olan küçük kız kardeş.

Aslında düşününce Calum ile olan ilişkim hep tuhaftı. Hiç iyi arkadaşlar olamamıştık çünkü biliyordum biz arkadaştan fazlası olacaktık.

İkimiz de bir sürü kişiyle yattık ama asla birine bağlanmadık. Evet, onu hala eskisi gibi seviyorum. O beni seviyor mu bilemiyorum. Davranışları kafamı karıştırıyor. Onu başkasıyla görmeye ya da düşünmeye dayanamıyorum, ama o da bana karşı aynı şekilde. Hele şu son 2 haftadır çok fazla yakınlaşma da bulunduk. Bu beni korkutuyor mu? Evet, çok fazla. Bir yanım onu deli gibi isterken, diğer yanım onun bana adım atmasını bekliyor.

Sınıfa gittiğimizde çantamı bırakıp, sırama oturdum. Biyoloji dersim Sheryl ile ortaktı.

Sanki Tanrı sesimi duymuş gibiydi. Bay Tomlinson derse gelmeyince, kafamı sırama yasladım. Sheryl zaten telefonuyla uğraşıyordu. Ben de benimkiyle uğraşamaya başladım. Şaşırırsınız, 2 ders boyunca ve tenefüs dahil Harry ile mesajlaştım.

Şimdiden onu çok yakın biri olarak hissediyordum. Yüzümde saçma sapan bir sırıtma varken koridorda dolabıma ilerliyordum.Ta ki biri beni durdurana kadar, kızın adını bile bilmiyordum ama çok özgüvenli bir duruşu vardı. Alt sınıflardandı.

Kahverengi saçları arasında pembe boyalı tutamlar vardı ve yukarıdan bağlamıştı. Üzerinde de resmen ben liseye geçtim, artık benden havalısı yok herkesi ezerim tipi vardı.Ama unutuyordu ki ben Lily Hemmings'tim.Küçümseyici bakışları üzerimde dolanırken boğazımı temizledim.Bana böyle yaklaşması zaten bozuk olan sinirlerimi iyice bozmuştu.

" Ne var?" deyip kaşımı havaya kaldırdım.

" Sen Lily misin?" dedi kendinden emin bir şekilde.

" Ne istiyorsun?" dedim bıkkınca.

Harry mesaj attıkça telefonum titremeye devam ediyordu. Derin bir nefes alıp, telefonumu arka cebime koydum.

Ben dolap kapağımı sinirle açınca bir anlık koridor bize döndü. Kız dolaba yaslanıp, konuşmaya başladı.

Ne diyecek merak ediyordum aslında bir yandan da hiç umrumda değildi.

" Hiç, sadece bir şey söylemeye geldim ve sormaya."

"Dökül." diye tıslayıp, onu dinlemeye başladım.

Yeşil gözlerini benim mavilerimle buluşturdu ve zehrini akıtmaya başladı.

"Calumla yattım."

Let it happen |HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin