The kiss and the cuddle time

193 25 8
                                    

İnanılmazdı. Onu yeniden hissedebilmek. Duygu doluydu. Hüzün ve acı. Ama muhteşemdi. Dudaklarımız hüzünle dans ederken, yavaşça süzülen gözyaşlarımız bir oldu.

Ellerimiz enselerimizde saçlarımızı çekiştirirken, hafif sesi kısık müzik ve mırıldanmalarımız arabanın içini doldurdu. Yeniden nefes almak gibiydi ama aynı zamanda ciğerlerinin yanması. Yeniden doğmak gibiydi onunla olmak.

Biliyordum pişman olacaktım. Canım yanacaktı ama bu sefer kalbimi dinlemeyi istedim. Kalbim beni mutlu ediyordu ama tüketiyordu. Mantığım ise beni ayakta tutuyor ama mutsuz ediyordu.

Nefessiz kalan ciğerlerimiz bizi nefes almaya zorlayınca, geri çekildik.
Kocaman eli yüzümü kavrayıp, alınlarımızı birbirine yasladı. Sebepsizce gülümsüyorduk.

Calum dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı. Bir tane daha ve bir tane daha.

Geri çekilince ben yaklaşıp, burnuna öpücük bıraktım sonra alnına, yanaklarına ve en son dudaklarına.

Kıkırdadı. "Şimdi neden Duke'un seni  benden çok sevdiğini anlıyorum."

" Nedenmiş?"dedim kaşımı kaldırarak.

" Çünkü onu çok fazla öpüyorsun."

Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.

" Ona bakarsan o da beni çok fazla yalıyo- Sikeyim bu ço-"

" Shh, tek yapman gereken söylemek, senin için hep buradayım."dedi yüzündeki sırıtma genişlerken.

Dudaklarıma yeniden uzanınca geri çekildim. Şaşkınca suratıma baktı.

"İyi alıştın sen de iyice he, yok öyle daha çok şap diye öpmek."

"Yani bu kadar mıydı? Bu kadar değersiz miyim?" dedi sinirle.

" Hayır, tek istediğim 2 kelime, 11 harf. Bunu bulduğunda geri kalanını da alırsın."

"Geri kalanını değil, seni alırım."

Gülümsedim.

"Bekliyor olacağım, 6 aydır beklemedeyim."

" Bana pek öyle gelmedi." dedi kaşlarını çatıp, telefonu işaret ederek.

Göz devirdim.

" Bak, kimseye gidip ' hey benimle yatar mısın ya da hey Calum beni parmaklamak üzereyken beni arar mısın?Ya da hey Calum etrafımdayken beni öp' falan demiyorum."

" Demediğini biliyorum, Lily ama hayır da demiyorsun."

Gözlerimi devirdim.

" Lily biz ne ara bu hale geldik?" dedi arabayı çalıştırırken.

" Hah ne ara mı? Senin yüzünden bu haldeyiz."

" Ne yapmışım?"

" Tanrı Aşkına!Calum beni Ashton'dan bile kıskandın. Kıskançlığın bizi bitirdi."

"Ben kıskanmıyorum demedim, seni sevdiğim için sadece benimle ol istiyorum. Seni bir odaya kapatmak istiyorum. Kimse görmesin sadece benimle ol. Benim ol istiyorum. Ayrıca sen de beni kıskanıyorsun, Vanessa, Lauren, Emily, Jen, bu kızlara yapmadığın şey kalmadı."

"Ben kıskanmıyorum demedim. Ama senin kadar da değil. Ashton ile konuşmayı kesmemi istedin. Sen ne dediğinin farkında mısın? Ayıp olmasa Luke'un önünde bu kız benim demek için becerecektin. Sana ne oldu Calum? Eski Calum nerde?"

Araba asfalt üzerinde ilerlerken, derin nefes verip, yutkundu.

" Ben gerçekten bilmiyorum, Lily. Bana ne oluyor bilmiyorum. Ve gerçekten ama gerçekten sana yaptığım her şey için özür diliyorum. Yeni bir başlangıç yapsak, seninle ilk çıkmaya başladığımız zamanlar gibi olsak ya da olsam. Sana yine hediyeler alsam, akşam pencerenden odana gelsem, film izlesek beraber, sana yemek yapsam, bisiklet sürsek uzaklara, yeniden seninle uyusam. En önemlisi de sana yeniden rahatça seni seviyorum desem. Olur mu?Yeniden başlayabilir miyiz? Bana bir şans daha verir misin?"

Let it happen |HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin