Strange Dream-2

201 24 11
                                    

Kapının çalmasıyla gözlerimi araladım. Bu evde benden başka yaşayan yoktu sanki.Ayrıca Luke bu saatte eve gelecekse anahtar kullanırdı ya da eve gelmezdi. Oflayarak, kapıya gittim. Hava soğuk olmasına rağmen üzerimde askılı pijama üstü ve şort vardı.

Kapıyı açtım.Karşımda onu görmeyi beklemiyordum.

"Calum?"

Bir şey söylemeden, üzerime doğru yaklaştı.

"Calum burada ne işin var?"

Yine cevap vermedi.

O içeri geçince başka gelen var mı diye baktım ama kimse yoktu.

" Calum, diğerleri nerde? Tanrı Aşkına! Konuşmayı düşünüyor musun? Sana bir soru so-"

Dudaklarıma kapanan dudaklar ile cümlem yarım kalmıştı.İlk önce şaşırsamda sonra ben de hemen karşılık vermeye başladım.

Yavaşça geri doğru adımladı ve sırtım kapıyla buluştu. Neden bu kadar güzeldi?Neden başkalarında aynı hissi bulamıyordum?Karşılık vermek istemiyordum ama aynı zamanda dudaklarını kendime japon yapıştırıcısıyla yapıştırmak istiyordum.

Biraz olsun zorlayarak, dilini ağzıma kaydırdıktan sonra sanki içerisinin atmosferi değişti ve hafif başlayan öpüşme harlandı.Ellerim ensesindeki saçlarla oynarken, onun elleri kalçam ve belim arasında geziniyordu.

5 ay önce olduğu gibi...

Kalçamı kavrayıp beni havalandırdığında bacaklarımı belinin etrafına sardım.

Tam sırtım kapıdan ayrıldığında, yeniden yaslayarak ağzımdan ufak bir inlemenin kaçmasına sebep oldu.

Yüzündeki sırıtma genişlerken, saçlarını daha sert çekiştirmemle geri çekilip inledi.

Nefes nefese kalmışken, alnını alnıma yasladı ve bir süre bekledik.

Kocaman sessiz evde sadece nefeslerimiz ve kalp atışlarımız duyuluyordu.

Gözlerimiz birbiriyle buluşunca bir sırıtma yüzüme yerleşti.

Hatta neredeyse kahkaha atacaktım.

Ne demişler at gibi giden it gibi geri döner...

Benim bu halimin aksine, Calum dolgun dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.

"Beni özledin mi kedicik?"

Sırıtışım soldu ve gözlerimi siyaha dönen gözlerine kenetledim, yavaşça kafamı salladım.

"Güzel."

Sonra ben yine beklemezken, bacaklarımı kavrayıp beni kucağına aldı.Salona doğru ilerledi ve koltuğa oturup beni de üstüne çekti.

Yeniden dudaklarımızı buluşturdu.

Zaten sonrasını biliyorsunuz, yeri boylayan giysiler ve havada uçuşan küfürler,inlemeler...

Neyse hala buna nasıl izin verdiğimi bilmiyordum. Beynim vücudumu kontrol edemiyordu sanki.

Göz kapakların yavaşça kapanmadan önce gördüğüm tek şey, Calum'un gülümseyen suratıydı.

----------------------

Salonumuzun arka bahçeye açılan kapının bulunduğu duvar tamamen camdandı bu yüzden salonda yatıyorsanız, güneş doğduğu an uyanıyordunuz ya da bu durumu bildiğiniz için uyumadan önce perdeyi çekiyordunuz.Ama ben çekmeyi unuttuğum için, sabahın köründe uyanmıştım.Neyseki uyku konusunda bir sorunum yoktu. Gözlerimi kapatıp uyumaya devam etmiştim.

Let it happen |HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin