The Marriage

81 13 23
                                    

Ashton (ILK DEFA ASHTIN POV YAZDIM ÇOK RISKLI OLDI)

İngiltereden eve döneli neredeyse 3 ay olacaktı. Mezun olmama 2 ay kalmıştı. Hiçbirimiz normal yaşantımıza dönmemiştik. Dönememiştik.

Andrew, Lily'lerin yanına taşınmıştı ama kendi evinde kalıyordu. Yani o kocaman Hemmings'lerin evinde Lily ve Luke yaşıyordu. Bir de Zayn ve Grace vardı.Andrew,sadece arada onları ziyaret ediyordu. Ya da Lily arada babasında kalıyordu. Luke hâlâ Andrew'e karşı mesafeliydi.

Onun dışında Grace ve Zayn de amerikaya gelmişti. Hâlâ okuldan sonraları bize ders veriyorlardı. Kenny ve Zayn arada takılıyorlardı ama aralarında tam olarak ne olduğunu bilmiyordum. Lily ve Calum her zamanki vıcıklıklarıyla ilişkilerini devam ettiriyorlardı. Sheryl ve şu adini hala bilmediğim kahverengili çocuk beraberlerdi. Sheryl'in birine güvenebilmesi çok büyük bir başarıydı. Lily ile konuşurken aslında hırçın Grace'in Luke'dan hoşlandığını öğrenmiştim. Luke da anlam veremediğim bir değişim vardı. Olduğundan sessizdi. Bu belki de hala Arz'ı atlatamamasından kaynaklı olabilirdi. Ah, Arz küçük şeytan... Geçen haftalarda birgün onunla dövüşmek zorunda kalmıştık, Luke onu bir köşede izlerken Lily ve Grace onu benzetmişti. Lily'nin hala sinirli olduğunu biliyordum. Galiba Luke aslında sessiz sakin biri değil, dövüşürken olduğu kişi gibi biriydi.
Ama Arzaylea onu değiştirmişti. Aslında Arzaylea zaten tehlikeli biriydi. Büyük yıkıntıya sebep olmuştu.

Yani kısacası hayatımızdaki değişimlere rağmen her şey normalmiş gibi yaşamaya çalışıyorduk. Ah en önemli şeyi unuttum. Biz de Lily ve Luke'un şu kaçakçılık işine dahil olmuştuk. Hafta içi, okula giden normal gençler, hafta sonuysa mafya oluyorduk. Kaçakçılık yapmaktansa, başkalarına teslimat yapmak diyebiliriz.

Şimdi de biraz kendi hayatımdan bahsedeyim. Hera'ya hala umutsuzca aşıktım. Hatta o kadar aşıktım ki, ona olan aşkımdan şarkılar yazıyordum.

Şimdiyse bu akşam gideceğimiz bar için hazırlanıyordum. Okul yorucuydu. Aslında yorucu olan okul değil büyümüş olmaktı, sorumluluk sahibi olmak, hayatın zorluklarını keşfetmekti.

Sıcak havaya rağmen botlarımı giydim. Eh Lily ile arkadaş olmak böyle bir şeydi. Bir süre sonra ne olursa olsun tarzınızdan vazgeçemiyordunuz.

Zil çaldığında kapıya ilerledim.

Ama işte karşımda kesinlikle onu görmeyi beklemiyordum.

-----------

"Yani öylece gelmiş,kapındaydı?" dedi Lily yüzüncü kez. Ben de kafamı salladım.

Let it happen |HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin