17 Aralık |11.41 Perşembe.
•
Son mesajı aldığım andan itibaren; öyle derin öyle karanlık bir kuyuya hapsolmuştu ki zihnim, gözlerim bir an olsun kapanmamıştı.
Mesaja katiyen inanmıyor, Oflaz'a en az kendim kadar çok güveniyordum fakat aynı zamanda da arsız bir şüphe beni kasıp kavuruyordu.Başımın arkasında oluşan inanılmaz bir sızı eşliğinde yatağımdan kalkarak sersemleşen bedenimi banyoya atıp, yüzümü yıkamaya koyuldum.
Musluğu kapattıktan sonra aynadaki yansımam ile birlikte bir süre öylece kalakaldım. Göz altlarım şişmişti, gözlerim ise kıpkırmızıydı. Şüphesiz, bunun tek nedeni son dört gündür doğru düzgün uyumamamdı.Yeniden odama döndüğümde pencere tarafına kaymıştı gözlerim.
Bugün dışarı çıkasım yoktu çünkü soğuk havalardan hiç hoşlanmazdım ve dışarısı bembeyazdı.
Kar, bütün şehri bir örtü misali örtmüştü.
Yatağıma oturdum ve derin bir nefes alarak büyük bir hınçla bıraktığım telefonumu elime aldığım gibi mesajlar bölümüne tıkladım. Bilinmeyen numaradan, bir mesaj gelmişti.0541 *** ** ** : Yapma Gazel, insan elli üç günde tanıdığı birine kendinden çok güvenemez. Uyan artık!
Gazel : Elli üç gün, neyin ne olduğunu çözebilmek açısından gayet uzun bir zaman dilimi. Oflaz'a bok atmaya çalışan ilk kişi değilsin, lütfen bana mesaj atmayı bırak.
Gözlerimi ekrandan çekip çatık kaşlarım eşliğinde etrafıma bakındım ve hiç düşünmeden numarayı engelledim. Aklımı karıştırıyordu, buna izin vermemeliydim. Ayağa kalkacağım sırada ekranda beliren isim eşliğinde dudaklarımı kıvırarak telefonu kulağıma doğru götürdüm.
"Günaydın."
"Yine mi bu saate kadar uyudun, çiçeğim?"
"Aşkım, kış uykusuna yatmak isteyen ayılar gibiyim bu sene. Anlamadım ben de."
"Yerim ben o ayıyı! Neyse, bugün dışarı çıkalım mı? Uludağ'a gider, kızak yaparız."
"Soğuktan hoşlanmadığımı biliyorsun."
"Soğuk havayı ve seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun!"
"Hmm, madem istiyorsun senin için katlanacağız artık! Yarım saat sonra beni almaya gelirsin..."
"İstersen, Gonca'da gelebilir bizimle. Kar nedeniyle okulu tatil zaten sıkılmasın evde."
"Olabilir aslında, kızak yapmak için can atıyordu."
"Pekala, yarım saat sonra görüşürüz!"
"Görüşürüz."
Telefonu yatağıma atarak büyük bir sevinçle odamdan çıktım ve hemen odamın karşısında bulunan kapıya doğru hücum ettim.
"Ablacığım?" diye mırıldanan Gonca'nın alnını öperek, "Oflaz abin ile kızak yapmaya gidelim mi?" diye sorup saçlarını okşamaya başladım.
"Gerçekten mi?" dedi ve heyecanla doğruldu yattığı yerden. Başımı aşağı yukarı salladığımda, ince kollarını boynuma dolayarak sertçe yanaklarımı öpmüştü.Henüz sekiz yaşında olmasına rağmen, oldukça akıllı ve naif bir kızdı Gonca.
Annemizi yedi sene önce bir trafik kazasında kaybetmiştik. Babam ise maalesef o kazadan yarım çıkmıştı ve yedi senedir yatağa bağlı bir biçimde yaşam mücadelesi veriyordu.
Bu süre zarfında büyük amcam ve yengem bakmıştı bize. Kendi nüfuslarına almış, onların çocuklarıymışız gibi, çok sevmişlerdi..."Ablacığım, orası çok soğuktur şimdi. Sen hemen hasta oluyorsun, sıkı sıkı giyin tamam mı?"
"Büyümüşte beni düşünürmüş!" diye mırıldandığımda, büyük bir gülümseme ile birlikte suratına bakıyordum. Zaman çok çabuk geçiyordu, durdurulamıyordu...
"Hadi seni hazırlayalım," ellerini yüzüme doğru götürdü ve sertçe bastırıp, "Ablacığım, iyi misin? Kahvaltı yapmadan yola çıkılır mı hiç?" diyerek yataktan indi. Ona ağzım açık bir şekilde bakarken, "Oflaz abin ile birlikte yaparız güzelim." dedim ve gardırobuna doğru yöneldim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATAKULLİ / +18
Romance༄ Açık cinsellik ön plandadır, rahatsız olacaklar lütfen okumasın. • Kapak tasarımı : @japoncivciv