31 Aralık | 15.09 Perşembe.
•
"Oflaz abi neden gelmiyor abla?"
Gonca'ya doğru döndüm ve gülümsedim. Kırmızı yanakları masum yüzünde birer gül gibi açmış ve mavi gözleri güneşten aldığı parlaklık ile birlikte ışık saçıyordu. Gözlerimi ondan alıp bu dondurucu havaya inat açan soluk güneşe baktım, daha sonra derin bir nefes alarak, "Çünkü çekmesi gereken bir sürü ceza var." diye fısıldadım ve dudaklarımı ısırarak geriye doğru yaslandım.
İçimde garip bir hafiflik vardı; genelde ağladıktan sonra ortaya çıkan o boşluk hissi gibi, aydınlık ve ferah.
"Ama bana sürekli çikolata alıyordu, çocuklara iyilik yapan insanlara ceza verilmez ki!" bu cümle üzerine tatlı bir kahkaha attım ve tam da o sırada göğsümde hissettiğim ağrı ile birlikte refleks olarak inleyip sertçe yutkundum.Sol tarafımda açılmış olan yara hâlâ kanamaya devam ediyordu, bilhassa geceleri başlayan bu ağrı beni uykumdan edecek kadar sancılıydı.
Gonca; elini sargılı olan bölgeye koyup yavaşça okşadığında, yüzünden okunan o telaş ve korku beni kasıp kavurmuştu. Ona bakıp zoraki bir gülümseme bahşettiğim sırada ben de elimi onun elinin üzerine koyarak dudaklarımı araladım."Mühim olan çocuklara iyilik yapmak değil Gonca. Mühim olan, herhangi bir kalbi kanatmadan iyilik yapabilmek. Bu dünya, iyi görünen ama aslında binlerce kalbi delik deşik eden kötü insanlarla dolu. Oflaz abin de onlardan biriydi işte. Sana yaptığı iyilik, kalbini delik deşik ettiği o insanların yanında toz tanesi kadar küçük. " Cümlemi bitirip sertçe yutkunduğumda içimin titrediğini hissedip, bana boş gözlerle bakan Gonca'ya gülümsedim ve yavaşça ayağı kalktım.
"İçeri geçelim mi? Rüzgar çok sert esiyor güzelim."
"Oflaz abi bir daha gelmeyecek mi yani?"
"Gelmeyecek."
"Kötü biri olduğu için ceza mı çekiyor?"
"İnsanların kalbine acı çektirdiği için ceza çekiyor."
"Yeni bir tane Oflaz abi gelecek mi peki?"
"Anlamadım?"
"İyi bir Oflaz abi gelecek mi diyorum, hiç kalp acıtmayan. Bana hep çikolata alacak olan?"
Sesli bir kahkaha attım. İçimin yeniden titrediğini hissettim ve göğsümde açılan o yaranın sancıladığını duyumsadım.
Dişlerimi sıkarak Gonca'ya doğru eğildim ve ellerinden tutarak, "Artık hep ben sana alacağım, olur mu?" diye fısıldadım ve balkonun kapısını açarak içeri geçmesi için işaret ettim.Gonca'nın arkasından sessizce içeri geçtikten sonra yatağımda oturan yengem ile göz göze gelmiştik. Yengem tıpkı bir misafir gibi yatağımın ucuna oturmuş ve dolu dolu olan gözleri ile birlikte gözlerimizi süzmeye başlamıştı. Önce uzun uzun bana, daha sonra ise uzun uzun Gonca'ya bakmış ve derin bir nefes almıştı.
Hastaneden çıktığımdan beri yengemin gözleri bir an olsun kurumamış adeta üzerime titremişti. Öyle ki, bana veya Gonca'ya göz ucuyla bakarken bile gözleri dolmaya başlıyor ve bize sarılıyordu. Amcamdan yana yediği darbe onu çöktürmüştü fakat ona güç veren en önemli etkenlerin başında biz geliyorduk. Çünkü hiçbir iyi insan, ruhuna edilen bu ağır hakareti asla kaldıramazdı.
Amcam, Oflaz'ı vurduğu için gözaltına alınmıştı ve onun kaderini belirleyecek olan tek şey Oflaz'ın hayatta kalmasıydı. Ayrıca öğrendiğim kadarıyla Oflaz o geceden beri hâlâ yoğun bakımda yatıyor ve büyük bir mucize olmayacağı sürece yeniden uyanabileceği düşünülmüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATAKULLİ / +18
Romance༄ Açık cinsellik ön plandadır, rahatsız olacaklar lütfen okumasın. • Kapak tasarımı : @japoncivciv