3.0

1.8K 49 43
                                    

1 Şubat / 00.01 Salı.

Neye uğradığımı şaşırmış bir biçimde sadece izlerken, Gonca'nın onlara doğru koştuğuna şahit olmuştum. Endişeyle Gonca'ya doğru ilerliyordum ki, o çoktan onların arasına girip kadını ittirmişti bile. Kadın nefes nefese kalmış bir biçimde ona bakarken, Gonca oldukça sinirli görünüyordu.

"Çocuğu olan bir adama ne yaptığını sanıyorsun?"

Kadın sertçe yutkunup şaşkınlıkla etrafına bakınırken, benimle göz göze gelmiş ve o an tüylerim diken diken olmuştu. Bakışları sert ve sinir doluydu, kadına yutkunarak bakarken Atilla boğazını temizlemişti.

"Ne yaptığını sanıyorsun?"

"Bu kadın kim ve bu çocuk ne diyor?"

O kadar tiz bir sesle bağırmıştı ki kulaklarım çınlamıştı.

"Seni ilgilendirmez. Yaptığın terbiyesizliği açıkla önce!"

Çok sinirlenmişti, haklıydı da.

"Seni bir daha babamın etrafında görmek istemiyorum. Git hemen, cadı!"

Araya giren Gonca, hem bana hem de Atilla'ya ikinci şoku yaşatırken kadın öfkeyle solumaya devam ediyordu.

"Atilla, bu çocuk ne diyor dedim!"

Atilla, Gonca'ya yutkunarak bakıp, "Duydun işte. Benden uzak dur!" diye bağırmış ve kapıyı göstererek gitmesini ima etmişti.

"Demek evlisin ve çocuğun var, öyle mi!"

Atilla utana sıkıla etrafına bakıp, "Evet." diyerek geçiştirmişti. Kadın, aldığı cevap karşısında kızaran gözleriyle sertçe bana baktı ardından üzerime doğru adımlıyordu ki Atilla onu kolundan tutup dış kapıya doğru ittirmişti.

"Benden uzak dur çünkü sana hiçbir zaman istediğin ilgi ve sevgiyi vermeyeceğim!"

Kadın hararetle ağzını aralamış konuşuyordu ki, Atilla oflayıp evin kapısını sertçe onun suratına kapatmıştı. Derin bir nefes alıp Gonca'ya döndüğünde, ona sahte bir gülümseme bahşedip yüzüme dahi bakmadan içeri geçmişti. Muhtemelen utanıyordu çünkü yüzü kıpkırmızı olmuş ve soluk alışverişleri oldukça düzensiz görünüyordu.

Hiçbir tepki vermeden ensemi kaşıyıp Gonca'ya doğru ilerliyordum ki, ona kızacağımı fark etmiş ve hemen Kurabiye'yi bahane ederek oturma odasına koşmuştu. Onun ardından ters ters bakıp boğazımı temizledim ve peşinden gitmek için ayaklanıyordum ki gelen sesle arkamı dönmüştüm.

"Savcılıktan, avukat arkadaşım. Beni takıntı haline get..."

"Umurumda değil."

Gözlerini sonuna kadar açıp bana şaşkınlıkla baktı. Galiba uzun zaman sonra  ilk kez beni bu kadar sert görüyordu. Ben de kendimi...

Galiba onu kıskanmıştım.

Sabahtan beri yaşadığımız onca travma onca acının üzerimde bıraktığı etki bile, onu başkasıyla dudak dudağa görmemden daha azdı. Kalbimin sızladığını hissetmiş ve garip bir öfke durumuna düşmüştüm.

KATAKULLİ / +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin