1) Reyhan Aslı'yı nerede görüp gelini olmasını istedi?
Reyhan: Çarşıda görmüştüm, elinde alışveriş poşetleri falan vardı. Oturup kalkması yerindeydi ama kendini koruma konusunda da iyi duruyordu. Yanından geçmiştim, o beni hiç görmedi. İlk o zaman dikkatimi çekti. Sonrasında onu gizliden araştırma işine girdim, ilk başlarda oğlumla yaşadığı problemleri bilmiyordum sonradan öğrenmiştim.
Selim kolay kolay bir kadınla diyaloğa girmezdi, tartışmazdı da zaten ki buna cesaret edecek kişi sayısı da oldukça azdı.
2) Güven'in önceden aşık olduğu biri var mıydı, ya da olacak mı?
Güven: Sevgililerim olsa da hiç aşık olmadım, en uzun ilişkim iki buçuk yıldı ve beş yıl öncesiydi. Beni aldatmıştı ve sonra bu ülkeden gitmişti, geri dönmek için uğraşsa da kabul etmedim, edemezdim de zaten. Beni aldattığını yalnızca Ömer biliyordu, gerçeği kimseye söylemedim gideceği için ayrıldığımızı söyledim, onun yaptığı hatadan ben utandım. Henüz karşı cinse karşı güven problemini aşabilmiş değilim.
3) Baran'ı Jinda'ya yaptıklarına rağmen seviyor musun ya da affedebiliyor musun?
Yazar: Hayır sevmiyorum ve affetmiyorum. Evet Baran'ı ben oluşturdum ama ondan nefret ediyorum. Bir kadına yaşatılacak en ağır şeydir tecavüz. Hani bedenini para karşılığı satıyor deyip birçoğumuzun küçümsediği, orospu dediği kadınlar var ya böyle bir adiliği bedenini para karşılığı sattığı için küçümsenenler bile hak etmez.
Baran geçmişinde ne yaşamış olursa olsun yaptığı şeyi haklı çıkarmaz. Baran'ı sevmiyorum ki kadın cinayetleri konusunda, tecavüz konusunda bu kadar hassasken onu sevemezdim. O bölümleri yazdığımda on yedi idim, daha önce bir deneyimim yoktu yalnızca yazdım. Şimdiki İrem Nur olsa asla ama asla yazmazdı böyle bir şeyi.
Yine de okurlar bu konuda anlayışlılardı, bunun doğru olmadığının bilincindelerdi. Bu olaylar gerçek hayatta da yaşanıyor olsa da benim böyle bir olaya kitabımda yer vermem hiç doğru değildi, on yedi yaşında ki zihnim şuan ki gibi değildi. Bu yine de beni de haklı çıkarmaz. Dediğim gibi Baran'ı sevmiyorum.
Arka planda yazmaya devam ediyorum ama yine sormak istiyorum. Tecavüzü anlatan bir kitabı yazmamı istiyor musunuz gerçekten?
4) Ömer'le ilgili biraz bilgi verebilir misin?
Ömer: Yazar biri beni sormuş çok mutlu oldum şuan. Evet ben Ömer Aladağ on dokuz yaşındayım Galatasaraylıyım Güven beni her ne kadar zamanında Fenerbahçeli yapmak için uğraştıysa da başaramadı, küçükken Baran abimden tarafından bu konuda hırpalansam da ben kazandım. Ah Galatasaray uğruna ne savaşlar verdim bir bilsen... (Gözyaşları akıyormuş gibi elinin tersiyle siler ve devam eder)
En sevdiğim yemek lahmacundur ayda bir kerede olsa yerim, en sevdiğim renk ise lacivert ve burcum balık. Ankara'da Bilgisayar Mühendisliği okuyorum.
5) Aslı hamile kalacak mı?
Yazar: Fikirlerinize verdiğim değer büyük ancak sürekli bebek bebek demenizden rahatsız olmaya başladım. Sizi de anlamaya çalışıyorum ancak bu kitabı ben yazıyorum, aklıma yeni senaryolar geldiğinde kafamdaki bazı şeyler değişikliğe uğruyor.
Bu kitabı sadece Aslı hamile kalsın diye okuyorsanız lütfen okumayı bırakın. Sürekli söylüyorum evet Aslı ve Selim'in bir bebeği olacak, sadece bazı sahnelerin yaşanıp bitmesi gerekiyor, onlar yaşanırken Aslı bebeği düşürebilir, benim korkum bundan. Bebeğin düşmesini istiyorsanız hemen önümüzde ki bölüm Aslı hamile kalabilir. Kitap okumak zevkli ancak yazmak o kadar da kolay değil :) Kimsenin kalbini kırmak istemiyorum ama beni anlamanızı istiyorum.
6) Hiç yazar olmayı düşündün mü? Öğretmen Hanım'ı yayınevine gönderebilirsin bence.
Yazar: Kitap yazmayı hiç düşünmemiştim, yazar olmak da hiç aklımda olan bir şey değildi. Basılmayı hak edecek bir kitap mı emin değilim, ayrıca yayınevlerimi iletişim kuruyor biz mi ulaşıyoruz bunu da detaylı bilmiyorum. Geçmişe dönük düzeltmem gereken ifadeler var onlar düzeldiği takdirde bu kitabın elinizde olmasını isterim ama kendimi başarılı görmüyorum.
Bu kitap ilk kurgumdu ve kendi kendine büyüttü, siz büyüttünüz teşekkür ederim. Hep dedim bir okurdan daha fazlasısınız.
7) Baran Selim'i kıskandı mı hiç?
Baran: Hayır o kim ki kıskanayım (Çarpıldı...)
Selim: Hadi arkadaşlar üç deyince inanıyoruz 1,2,4
8) Selim askerliği nerede yaptı?
Selim: Acemiliğim Manisa'da idi, askerliğimi Samsun'da yaptım.
9) Anaokulu öğretmenliği okumasaydın ne okurdun?
Yazar: Gazetecilik okurdum sanırım. Siyasete ve gündeme karşı ilgim var ayrıca avukatlıkta olabilirdi ama eşit ağırlık olduğu için olmadı.
10) Kitapta en sevdiğin ve sevmediğin kadın karakter?
Yazar: En sevdiğim Aslı, en sevmediğim sanırım Reyhan. Fülya'yı da çok sevdiğim söylenemez ama o gelip geçici bir karakterdi.
11) Kitapta en sevdiğin ve sevmediğin erkek karakter?
Yazar: En sevdiğim Ömer, en sevmediğim ise Baran. Caner'i insandan saymıyorum ve o da Fülya gibi gelip geçici bir karakterdi.
12) Abla sen çocuklarına hangi ismi koyarsın?
Yazar: Kuzum kızımın adının Asena olmasını istiyorum, oğlumun da Can ya da Alper.
13) Aslı'nın babası öz babası mı bunu deli gibi merak ediyorum?
Yazar: Okuyup görelim bence :)
14) Aslı'nın babası daha çocuklar doğmadan önce bir kere eşine tokat atmıştı sebebi neydi bunun?
Oktay: O tokat için köpek gibi pişmanım ve yemin ederim verdiğim tek zarar oydu başka zarar vermedim ben Arzu'ya.
Yazar: Bence bunu ikinci kitapta daha net kavrayacağız kuzularım.
15) Kaç yaşındasın yazarcığım? Kendinden biraz bahseder misin?
Yazar: 19 yaşındayım kuzum, adım İrem Nur Öztürk aslen Tokatlıyım ama İstanbul'da yaşıyorum, okul öncesi öğretmenliği okuyorum. En sevdiğim yemek mantı, en sevdiğim meyve muz. Galatasaray'ı tutuyorum.
16) Jinda ve Baran hiç yan yana gelecek mi?
Baran: Ortada çocuklar var birbirimizden tamamen kopamayız.
Jinda: Sadece çocuklar için yan yana geliriz.
Umarım beğenmişsinizdir, kendinize iyi bakın. Sizleri seviyorum ikinci kitapta buluşmak üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMEN HANIM
Narrativa generaleBir kadın düşünün;Öğretmenlik yapmak için geldiği yerde töreye kurban gitmiş... Bir adam düşünün;Kalbine ve toprağa gömmüş acısıyla ayakta kalmış... Bir berdel düşünün;Karşılıklı nefreti birleştirmiş... Bir Mardin düşünün;Yine aynı göz yaşları topra...