0.3

2K 135 30
                                    

________________

Bölüm 4 : Korku
________________

Üzerime fırlatılan oku gördüğümde hızla yere eğildim. Yüce tanrım! Ben neredeyim böyle? Bana bir kalkan oluşturmuş olan arabaya iyice yaklaştım ve adım sesleri bana doğru yaklaşırken bir kaçış yolu aradım. Yıkık dökük caddede kaza yapmış on onbeş araba duruyordu. Zekanı kullan Valentina! Zekânı kullan! Bir anda ayağa kalkıp arabaların arasından koşturmaya başladığımda bunun pek de zeki bir insanın yapacağı bir hareket olmadığını daha ayağa kalktığım anda anlamıştım. Ama koşmaya başlamıştım bile.

Daha iki tane arabayı geçmiştim ki tam sol kulağımın yanında duyduğum ıslık sesi ile kendimi yere attım. Kabul etmeliydim. Ben bir aptalım. Hemen sonra başımı yerden kaldırmam ile yanıma gelen bir kızı ve tam suratımın ortasına doğrulttuğu yayını gördüm.

~

Suratım ile arasında sadece iki santim vardı okun. Nefesimi tuttum ve gözlerimi kapatarak arkamdaki duvara iki kez vurdum. Gözlerimi yeniden açtığımda yayını indirmişti. Ama suratında memnun bir gülümseme vardı. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve tatlı tatlı gülümsedi.

"Ben kazandım."

Yüzümü buruşturup, gözlerimi devirirken sol elimi suratına yapıştırıp geriye ittim onu. "Biliyorum."

Bir kahkaha attı. Deli. Elindeki yayı ve beline taktığı ok çantasını çıkarttı ve masaya koydu. Arkasındaki duvara yaklaşarak kendi isminin altına bir çizik daha attı ve bana döndü.

"Yirmi ikici kez kaybettin."

Gözlerimi devirdim yine "Biliyorum."

"Sadece hatırlatıyım dedim."

Bıkkın bir şekilde derin bir nefes verdim. Beni sinirlendirmek hoşuna gidiyordu, bayılıyordu buna. Etteğimin altına bir kemerle tutturduğum silahımı çıkartıp ona iki el ateş ettim. Son anda arkasına saklandığı dolabın arkasından çıkıp şok içerisinde bana baktı.

"Bir puan bana." Dedim silahımı yeniden kemere yerleştirirken.

"Bir de bana deli derler" dedi bir kahkaha atarak. Hemen ardından arkasına dönerek benim bölümüme bir çizik attı.

Evet beni yenmişti. Ve yine evet, ard arda yirmi iki kez. Kendimi koltuğa bıraktım ve rahatça yayılarak gözlerimi kapattım. Saat sabahın beşiydi ve ben bütün gece uyumamıştım. Aslında ondan önceki gece de uyumamıştım. Gece saat bire geliyordu ki kapı çalınmış ve kırılarak açılmıştı. Hemen ardından üzerime atlayan bir adet Lydia ile karşılaşmıştım. Onun bir deli olduğunu söylemiş miydim?

Sabaha kadar antrenman yapmıştık. Aslında genel olarak o beni dövmüştü ben de kendimi savunmuştum. Bana saldıracak fırsat bırakmamıştı ve durmadan saldırmıştı. Bir yandan benimle sohbet ederken bir yandan da beni dövebilmesi büyük bir yeterek doğrusu.

Kafama atılan bez ile gözlerimi açtım. Bezi hızla suratımdan çektim, bir yandan da öksürüklerimi dindirmeye çalışıyordum. Tanrım, bu kız beni öldürmek istiyor. Bezin üzerine ilaç dökmüştü büyük ihtimal, çünkü üzerinde ağır bir ilaç kokusu vardı.

"Derdin ne senin?" Dedim sonunda rahatladığımda.

"Yaralarını temizle." Oh, saol. Iyilik yaparken beni boğuyordun.

Cevap vermedim. Alnımda ve dirseğimdeki yaraları temizledim onun yerine. Alnımı Lydia beni ittirince masaya vurmuştum, dirseklerim ise yerde yuvarlandığımda olmuştu. Evet. Bu kız gerçekten işinde iyi. Şu ana kadar girdiğim bütün dövüşlerde yenemediğim tek kişi o. Beni eğiten kişi de o aslında. Belki de bu yüzden onu yenemiyorum.

VALU - Number 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin