1 Ekim 1989 saat 12.00'de dünya genelinde 43 kadın doğum yaptı. Gün başladığında o kadınların hiçbirinin hamile olmaması oldukça sıra dışıydı.
Zaman tıpkı bir gür bir şekilde akan nehir gibi hızla akıp geçti ve kendisini tekrar etti. Kıyamet günü g...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 7: Denetimci
Kız kilitlediği kapının arkasına yaslandı. Gözleri duvardaki aynaya gittiğinde renginin yavaşça solmaya başladığını fark edebiliyordu. Aynaya yaklaştı ve ceketinin önünü açarak tişörtünü kaldırdı. Sargıyı kenarından dikkatlice kaldırdı ve yarasına baktı.
Tamam. Valentina kan içerisinde büyümüş birisiydi ve kan onu etkilemezdi. Bu yaradan daha ağır yaraları olmuştu ve hiçbir şey hissetmemişti. O zaman neden şu an miğdesi bulanıyordu?
Kan ile kaplanmış yaraya yaklaştı elini ama o daha yarasına dokunmadan önce çalan kapı ile yerinde sıçramıştı. Aniden sızlayan yarası ile inledi. Tanrı aşkına neden iki dakikalığına rahat bir nefes alamıyordu ki?
"Valu gidiyoruz-" Diye bağıran çocuk kızın acılı sesini duyduğunda sustu. Kapıyı bir kez daha sertçe çaldı. "Sen iyi misin?"
İyi miydi? Dudaklarının arasından sıkıntılı bir nefes verdi. İyi değildi. Canı yanıyordu. Sadece bir yara neden bu kadar acıyordu ki canını? Kulaklarında uğulayan kapının vurulma sesi sanki kendi kafasına vuruluyormuşçasına başını ağrıtmaya başlamıştı. Ellerini kulaklarına bastırdı.
"Git buradan Hargreeves!"
"Ne yapıyorsun orada?"
Çocuk sorduğu sorunun saçmalığını fark ettiğinde sustu ve başını salladı. Ne yapıyordu gerçekten?
"Hazel ve Cha Cha ile buluşmaya gideceğiz!". Diye seslendi umursamaz bir ses tonu ile. "Geliyor musun?"
"Geliyorum! Siz aşağı inin birazdan gelicem!"
Five kaşlarını çattı ve "Vaktimiz yok Valu!" Diye seslendi kıza.
İçeriden kızın sinirle soluduğunu duyuyordu. Ardından kapıya bir yumruk attığını ve bağırdığını duyduğunda sırıttı.
"S*ktir git Five!"
Valentina çocuğun sıçrağını duyduğunda kapının arkasına çömelmiş yarasına bastırıyordu elini. Ardından oturduğu yerden kalkarak musluğa yaklaştı. Çeşmeyi açarak soğuk suyu kanla kaplanmış gövdesine attı. Sıcak bedenine çarpan soğuk su gövdesine bir iğne gibi batarken bunu hissedemeyecek kadar dalgındı o an.
