1 Ekim 1989 saat 12.00'de dünya genelinde 43 kadın doğum yaptı. Gün başladığında o kadınların hiçbirinin hamile olmaması oldukça sıra dışıydı.
Zaman tıpkı bir gür bir şekilde akan nehir gibi hızla akıp geçti ve kendisini tekrar etti. Kıyamet günü g...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 12: Vanya kıyametin sebebi!
"Valu nerede?" Diye sordu çocuk merakla. Kaşlarını çatmıştı, birden bire nereye gitmişti bu kız. Sürekli ortadan kaybolup durmasının sırası değildi. Kıyamet bu gündü. Hem kendisine yardım edeceğini söylemişti hani?
"Gitti."
Aldığı cevaptan memnun olmayarak kaşlarını sanki yapabilirmiş gibi daha da çattı. Yaslandığı korkuluktan destek alarak kardeşlerine baktı.
"Nereye gitti? Neden?"
Kardeşleri omuz silkti cevap vermek yerine. Bu cevap çocuğun sinirini bozarken başını iki yana salladı ve çattığı kaşlarını düzeltti.
"Ben onu getiririm. Vanya'dan iz yok mu?"
"Odalarda değil."
"Aşağıda da değil."
Çocuk boş gözlerle kardeşlerine bakmayı sürdürdü. Güzel , şimdi iki tane kayıpları vardı. Ellerini ceplerine koyup düşündü, ancak bu çok uzun sürmemişti çünkü Diego "ben gidiyorum" demiş ve merdivenlere doğru yürümeye başlamıştı.
"Dur! Dur!"
"Nereye?" Diye sordu öne çıkarak "Vanya hala kayıp. Hazel ve Cha Cha da dışarıda bir yerde."
"Biliyorum. Eşyalarımı alıp gideceğim. O aptallarla yarım kalmış bir işim var."
O arkasını dönüp merdivenlerden inerken Five boş gözlerle onun arkasından baktı. Dünyanın sonu geliyordu, ancak kardeşleri hala intikam peşindeydi. Başını iki yana salladı ve aklındaki şey ile Klaus'a baktı. O babasıyla konuştuğunu söylediğinden beri aklında acaba diye bir soru kalmıştı. Acaba olabilir miydi? Ama olduysa bile babası bunu nereden bilebilirdi ki?
"Baksana," diye başladı söze, bedenini tamamen kardeşine çevirdi ve dikkatle seçti kelimelerini " babamla konuştuğunda kıyametten bahsetti mi? Nasıl olduğuna dair ipuçları falan?..."
Klaus düşündü, ardından başını salladı "Hayır, ipucu yok. Çok güzel tıraş etti, ama ipucu yok."
Bıkkınlıkla iç geçirdi. Burada bir şey öğrenemeyecekti anlaşılan. Merdivenlere ilerledi, önce gidip Valu'yu bulacak, sonra da kıyamet hakkında düşünecekti. Onunda birlikte bir çözüm bulabilirlerdi, en azından o kardeşlerinden daha zekiydi. Mantıklı konuşuyordu, saçmalamıyordu.
"Bir düşündüm de," Klaus şimdi arkasından gelmeye başlamıştı "potansiyelimin ve gerçek gücümün derinlerine inmememden bahsetti."
Klaus'un anlamadığı bir şey vardı. Onun gücü şu anda Five'ın umurunda değildi.
"Kıyametten nasıl haberi oldu?" Diye sordu bıkkın bir ses tonu ile.
"Bilmiyorum ama dinle, senin şu zamanda sıçrama olayın var ya" kardeşinin önüne geçti hızla "nasıl yapacağını nasıl bildin?"
