Bölüm 32: Harlan
Kalbi acır mı insanın? Mantıklı bir sebebi olmadan, sadece kolları ile sardığı kişinin akıttığı göz yaşları acıtıyordu Five Hargreeves'in kalbini. Anlayamıyordu sebebini. Anlamaya çalıştığı da söylenemezdi zaten. Sadece onu düşünüyordu. Dakikalar belkide saatler önce yaşadıkları o garip şeyi. Kızın yüzünü saklamak adına çocuğun boynuna gömdüğü başını, gözlerinden akan yaşlar tişörtünü ıslatırken bir eli onun belinde diğer eli ile kızın ipeksi saçlarını okşamasını. Hayatında ilk defa böyle hissetmişti, tarif edilmesi zor bir duyguydu bu. Öyle ki, Five buna bir isim bulamamıştı.
Aynı şeyler Valentina için de geçerliydi. Neden ağladığını bile bilmiyordu aslında. Sadece içinde topladığı tüm şeyler bir anda dışarı taşmış ve kız da bunu kaybetmeyi hazmedememesine bağlamıştı. O anlarda birkaç şey fark etmişti Valu, Five'ın kokusu onu rahatlatıyordu, ona sarıldığı sırada çocuğun kalbi çok hızlı atmıştı, Five'ı seviyordu.
Daha önceden fark edip de kabullenmek istemediği gerçek suratına sert bir tokat gibi çarpmıştı. Buna karşılık ona nasıl davranması gerektiğini de bilmiyordu üstelik. Anladığı kadarıyla seven tek kişi kendisi değildi, Five da ona karşılık bir şeyler hissediyor gibiydi. Ona sarıldığında kalbinin hızlandığını duymuştu, onu korumaya çalışıyordu, eskisinden daha yakınlardı, daha önceden fark etmemiş gibi olmasına rağmen biraz düşününce anlamıştı ki, Five onunla açık bir şekilde flört ediyordu.
Yutkundu, bütün bunları kafasında kuruyor da olabilirdi tabii. Belki de çocuk onu sadece arkadaşı olarak görüyordu? Düşüncelerine sızıp öğrenmek istedi birkaç saniyeliğine. Ancak bunu yaparsa çocuk ona kızacaktı ve onunla konuşmayacaktı. Valu bunu göze almak istemedi. Artık düşünmeyi kesmeliydi.
Bunun yerine üzerinde durduğu merdivende basamağa çökerek oturdu ve eski model tevizyona çevirdi bakışlarını. Göründüğü üzere bir haber kanalı açıktı ve spiker konuşuyordu. Kaşlarını çattı, olaylar olalı birkaç saat geçmişti ve haberini yeni mi yapıyorlardı?
"Suikast sırasında Dealey Plaza'da bulunan birkaç kişinin kimliği tespit etmek için yetkililer halkın yardımını istiyor."
"Çocuklar!" Diye seslendi merdivenlerden yukarıya doğru. "Buraya gelin!"
Adım sesleri yaklaşır iken televizyonu izlemeye geri döndü. Görünüşe göre haberlere çıkmışlardı. Harika!...
"FBI, tetikçi olduğu iddia edilen Lee Harvey Oswald'la iş birliği yapmış olabileceklerinden şüpheleniyor." Adam önündeki kağıtları karıştırdı ve bir kağıda bakarak ilk ismi okudu. "Vanya Hargreeves. Dealey Plaza'da bulunan federal binadaki birçok FBI ajanının ölümüyle bağlantılı olarak aranıyor."
Kaşları kalktı. Bakışları Vanya'ya döndü. Etrafındaki herkes yavaşça kendisine benzemeye başlıyordu. Suikast ha? Eh, dünyanın sonunu getirmek adına ısrarla çalışan bir kadından beklenmeyecek şey değildi doğrusu.
"Küba'dan sürülmüş Diego ise..." Diego'nun kaşlarını çatarak başını kaldırdığını ve yerdeki bakışlarını televizyona çevirdiğini gördü Valu "Küba mı?" Demişti şaşkınlıkla. Daha önce hiç kübaya gitmediğini düşünüyor olmalıydı.
"Yakın zamanda Halbrook Akıl hastanesinden kaçtı."
Luther duyduğu şey ile birlikte bakışlarını Diego'ya çevirmişti. Ancak o daha bir şey söylemeden kendi ismini duyduğu televizyonda.
" 'King Kong' lakabıyla tanınan mafya babalarıyla bağlantıları olduğundan şüphelenilen boksör de aranıyor."
Adam elindeki kartonu masaya bıraktı ve bir diğerini eline aldı. Bunun üzerinde Allison'un resmi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALU - Number 5
Fantasy1 Ekim 1989 saat 12.00'de dünya genelinde 43 kadın doğum yaptı. Gün başladığında o kadınların hiçbirinin hamile olmaması oldukça sıra dışıydı. Zaman tıpkı bir gür bir şekilde akan nehir gibi hızla akıp geçti ve kendisini tekrar etti. Kıyamet günü g...