________________________________
Bölüm 6: Korkak
________________________________Gözlerini kardeşinde gezdirdi. Anlattıklarını anlamış mıydı acaba? Luther bazen kalın kafalı olabiliyordu. Luther elindeki bardağı ona uzatırken sordu.
"Yani tetikçi miydin?"
Bardağı onun elinden alırken ifadesiz bir şekilde cevapladı onu Five.
"Evet."
"Prensibin vardı, değil mi? Önüne geleni öldürmüyordun herhalde."
"Prensibim yoktu. Zaman çizelgesine müdahale edeni öldürüyorduk."
Luther kafası karışmış ve biraz da umutla sordu yeniden "Ya masumlar?"
"Buraya dönmemin tek yolu buydu."
"Ama cinayet bu."
Çocuk kaşlarını çattı, ne dediğini anlamamış mıydı? Sanki bir çocuğa anlatır gibi dikkatle konuştu bu sefer.
"Tanrı aşkına Luther, büyü biraz. Artık çocuk değiliz. İyiler ve kötüler diye bir şey yok. Sadece hayatını yaşayan insanlar var. Dünyanın sonu geldiğinde tüm o insanlar ölecek. Ailemiz de dahil... Zaman her şeyi değiştirir."
"Biz dedin, bahsettiğin kişi o kız mı?"
Five Hagreeves kaşlarını çatarak kardeşine baktı. Ne kızından bahsediyordu şimdi bu? Sonrasına gerek kalmadan Luther açıklamaya başlamıştı bile.
"Dün seni arayan kişiler eve saldırdıklarında bir kız bize yardım etti. Sonra da birden ortadan kayboldu."
Konu şimdi daha da dikkatini çekmiş olmalı ki, Five elindeki kahveyi yere bıraktı ve dikkatini tamamen kardeşine verdi.
"Nasıl bir kız? Benim boylarımda, yeşil gözlü, ok ve yayı olan bir kız mı?"
Luther bir an düşündü, ardından başıyla onayladı onu. Gözlerini görmemişti, ama kız tam da kardeşinin tarif ettiği gibiydi.
"Evet."
Five Hargreeves kaşlarını çattı. Valentina neden onun ailesini korumuştu ki? Kız şimdi ne planlıyordu acaba?
***
"Yani Hazel ve Cha-Cha seni mi kaçırmıştı, sadece seni?"
"Daha kaç kez söylemem gerekiyor küçük kız? Aptal mısın?"
Valentina yüzünü buruşturdu. Bakışlarını adamdan çekerek yere sabitledi. Hayır. Olasılıklar tutmuyordu. Duyduğu ses onun sesi değildi. Bir şeyler yanlıştı. Düşünceli bir şekilde yeniden adama baktı. Yalan mı söylüyordu?
Hayır. Yalan söylese bunu hissederdi.
"Peki ya diğer çocuğa ne oldu?"
Şimdi Klaus'un kafası karışmıştı işte. Bir an kaşlarını çattı ve düşündü, ama sonra umursamaz bir şekilde konuştu.
"Başka kimse yoktu."
Dudaklarını büzdü. Güzel, şimdi de galipten sesleri ki duyuyordu? Bıkkınlıkla bir nefes verirken odanın zaten açık olan kapısının çalındığını duydu. İkisi de bakışlarını oraya çevirirken karşılarındaki kişi Five Hargreeves'den başkası değildi.
"İyi misin?"
Diye sordu Valentina'yı tamamen görmezden gelerek. Klaus bakışlarını oraya çevirip bir an kardeşine baktı. Ardından eline aldığı tişörtü giymeye çalışırken yorgun sesiyle cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALU - Number 5
Fantasy1 Ekim 1989 saat 12.00'de dünya genelinde 43 kadın doğum yaptı. Gün başladığında o kadınların hiçbirinin hamile olmaması oldukça sıra dışıydı. Zaman tıpkı bir gür bir şekilde akan nehir gibi hızla akıp geçti ve kendisini tekrar etti. Kıyamet günü g...