Bölüm 22: Seni sürtük!
Kulaklarına bir kulaklık takıp hiçbir şey duymamak istiyordu. Onu hiçkimsenin bulamayacağı bir yere girip ömrünün sonuna kadar çıkmamak, insanlardan uzak, dünyanın geri kalanından uzak. Ne var ki bu mümkün değildi. İstemeden yapmıştı belki de, ama onu hiç bırakmayacak kişiler bulmuştu.
Ellerini pantalonunun arka ceplerine yerleştirirken koltuklara yayılmış kardeşlere gözlerini kısarak baktı. Ne kadar da rahatlardı öyle.
"Tamam, öncelikle özür dilerim. Sizi geçmişe getirerek sıkıştırarak işleri mahvettim."
Gülümsedi kız. Five Hargreeves özür dilediğini özür dilediğini duymak nadirdi. Genellikle haksız bile olsa haklıymış gibi üste çıkardı.
"Ama işin daha kötü yanı, kıyameti de yanınızda getirdik."
"Yok artık, yine mi?" Klaus Hargreeves elindeki şişe ile birlikte şaşkınlıkla onlara bakarken söylemişti bu sözleri.
Gözlerini içeride gezdirdi, kardeşlerine baktı merakla. Ancak fark ettiği şey hoşuna gitmedi ve hüzünlü bir ifade yerleştirdi yüzüne.
"Hepiniz biliyor muydu? Neden dünyanın sonunu hep en son ben öğreniyor...Olamaz, tarikatım sinirden küplere binecek. Five! 2019'a kadar kıyamet yok demiştim onlara!"
Ne yani, dünyanın sonu geliyordu ve onun düşündükleri bunlar mıydı? İtiraz ediyormuş gibi Five'a diktiği gözleri üzüntü ile kısılmıştı. Valu adamın bu haline gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken Five'ın ona tepkisini ile daha da sırıttı. Anlaşılan çocuk kardeşinin bu hallerinden bıkmıştı artık. Genel olarak tüm kardeşlerinden bıkmış gibiydi.
"Pazartesi kopacak." Dedi Five. "Altı gün var." Diye devam ettirdi onun sözünü Valu.
Klaus bardağa doldurduğu şeyi içerken umursamaz bir şekilde kardeşlerine baktı "Vanya'dan mı?"
"Klaus!"
"Ne? Genellikle ondan çıkıyor."
Haklıydı. Kıyametin sebebi hep Vanya çıkıyordu. Yine de hafızası daha yeri e gelmemiş olan bu kadının yanında onu. Kıyamete sebep olduğunu bu tavır ile söylemek hiç de iyi değildi. Vanya Hargreeves Five'a döndü. Konuştuğunda sesi kısık ve ulusaldı. "İpucu var mı Five?"
Diego elindeki dosyayı kaldırdı. Five dosyayı onun elinden alıp Allison'a verirken cevap verdi. "Evet, bir tane var."
Kısa bir sessizlik oldu Allison dosyayı açana kadar. Kadının yüzü gördükleri karşısında değişti ve şaşkınlık ile karışık dehşet yerleşti suratına.
"Ha s*ktir! Babam mı o?"
"Evet."
"Bu o mu?" Vanya Hargreeves hafızasını kaybettikten sonra ilk defa görüyordu babasını, üstelik kıyametin sorumlusu olarak. Ne güzel bir tanışma sebebi..
"Çimen tepede duruyor."
"Peki yanındaki kadın?" Diye sordu Vanya. Parmağı babasının koluna girmiş olan güzel kadının üzerindeydi. Bakışlar Valu'ya döndüğünde kız umursamaz bir şekilde omuz silkti. "O benim ablam. Yada öyle bir şey işte."
"Valu ve Diego'yla beraber babamla konuşmaya çalışıyorduk. Henüz elde bir şey yok."
Diego itiraz etti "Var. Kennedy'i öldürecek."
"Belki. Ama kıyameti kimin yada neyin tetiklediği meçhul. Kennedy de olabilir, alakasız bir şey de." Derin bir nefes aldı çocuk "Ama zaman çizgisi değiştiyse bunu düzeltmeliyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALU - Number 5
Fantasy1 Ekim 1989 saat 12.00'de dünya genelinde 43 kadın doğum yaptı. Gün başladığında o kadınların hiçbirinin hamile olmaması oldukça sıra dışıydı. Zaman tıpkı bir gür bir şekilde akan nehir gibi hızla akıp geçti ve kendisini tekrar etti. Kıyamet günü g...