Derin Göktaş
Yatağımda uzanmış geçirdiğim günleri düşünürken zihnim darmadağınık bir haldeydi. Bu hale geleceğime hiç ihtimal vermediğim zamanlardan şimdiki zamana kadar geçen süreyi düşünmek hem yorulmama hem de huzur bulmama sebep oluyordu.
Zaman bizden izinsiz akıp giderken kimimize bir şeyler katıyordu, kimimizden de bir şeyler söküp götürüyordu.
Benden koca 2 yılımı söküp götürmüştü zaman. Ayaz'a aşık olduğum günden beri huzurun tanımını unutmuş, geçip giden zamanla birlikte tamamen kaybetmiştim.
Bana bu acımasızlığı yapan zaman değilmiş gibi son 1 yıl içinde benden aldığı her şeyi fazlası ile bana geri katmıştı. En başta sevdiğim adamı vermişti bana.
Geçen onca zamana rağmen hala bazen gerçekliğini sorgulasam da Ayaz'ın varlığı kanlı canlı yanımdaydı. Biz mutluyduk ve her şey yerine oturmuştu.
Eva'nın kliniğe yatırılmasının üzerinden koca 1 ay geçmişti. İçten içe onun için endişelensem de bizim için rahat 1 ay olmuştu.
Bizimkilere Eva'nın klinikte olduğundan bahsetmiş ve okulunu dondurduğunu söylemiştik. Ayaz, İbrahim olayından bahsetmek istemediğinde ona saygı duymuştum ve Beste'ye bile olanları anlatmamıştım.
Geçen sürede Ayaz'ın annesi sayesinde Ankara'da neler olduğunu sık sık öğrenmiştik. Eva ilk günler kliniği birbirine kattığı için devamlı uyutulmuş, bir süre sonra sakinleşip ortama uyum sağlamaya başlamış.
Babası da devamlı olarak psikolog ile görüşüp tedavi olurken, baba kız düzelmek için çabalıyordu. Elimizden onların iyi olması için dua etmekten başka bir şey gelmiyordu.
Her ne kadar bunu itiraf etmekte utansam da, Eva'nın burada olmaması bir yanımın rahatlamasını sağlamıştı.
Devamlı bizim üzerimizde olan gözleri ve benim bir türlü unutmayı başaramadığım Ayaz ve Eva'nın geçmişi yüzünden aynı ortamda olmak çok zorlayıcı oluyordu.
İçimin sıkıldığını hissedince uzandığım yerde doğrulup başucumda duran suyumdan içtim. Beste yarım saat önce Enes ile buluşmak için gittiğinden odada yalnızdım.
Ayaz duşa gireceğini söyleyeli henüz 10 dakika olmuştu ama ben şimdiden onu özlemiştim. Vize haftamızı dün geride bıraktığımız için bu ara pek fazla vakit geçirememiştik.
Genellikle ikimiz ya ayrı ayrı odalarımızda çalışıyorduk ya da kütüphanede buluşup kitaplara gömülüyorduk.
Neyse ki dün son sınavımıza girmiştik ve çıkışta projemizi profesör James'e teslim etmiştik. James hoca daha vaktimiz olduğunu söylese de biz emin olduğumuz için daha fazla beklemek istememiştik.
Şimdi geriye bir tek değerlendirmeyi beklemek kalmıştı.
Telefonumun zil sesi sessiz odayı doldurduğunda düşüncelerime öylesine dalmıştım ki korkuyla yerimden sıçradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuza Dek Sen
ChickLitBirini ne kadar çok sevebilirsiniz? Ya da birini ne kadar çok bekleyebilirsiniz? Hiçbir şeyden haberiniz olmadan kalbinizi verdiğiniz kişinin, kalbinin başka birine ait olduğunu öğrenseniz ne yapardınız? Eğer tüm bunların cevabını merak ediyorsanız...