Birini ne kadar çok sevebilirsiniz?
Ya da birini ne kadar çok bekleyebilirsiniz?
Hiçbir şeyden haberiniz olmadan kalbinizi verdiğiniz kişinin, kalbinin başka birine ait olduğunu öğrenseniz ne yapardınız?
Eğer tüm bunların cevabını merak ediyorsanız...
Otobüsten indiğimde derin bir nefes alıp huzurla gülümsedim. Sonunda sevdiğim kız ile yeniden aynı şehirde nefes alıyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Derin ile aynı şehirde olmak bile içimi kıpır kıpır ederken saatime baktım. Henüz sabahın 7'si olduğu için benim gibi yolculuk edenlerin dışında ortalık sakindi.
Sırt çantamı taktıktan sonra boş taksi arayışı ile etrafıma bakındım. Buradaki taksilerin dolu olduğunu görünce biraz ileri yürümeye karar verdim.
Tam adımlarımı yönlendirdiğim sırada gördüğüm yüzle durdum. Sevgilim karşıdan bana doğru geliyordu. Ona sabahın köründe gelme desem de gelmişti.
Güzel yüzünü görmek günlerdir sıkıntıyla boğuşan ruhumun feraha ermesine sebep olurken hızlı adımlarla ona doğru yürümeye başladım.
"Hoş geldin." Diyen güzelimi kollarımın arasına alıp, sıkıca sarıldığımda diyecekleri önemini yitirdi.
"Çok özledim çilli güzelim." Her kelimemde saçlarına minik öpücükler kondururken Derin'i göğsüme saklamak istedim.
Keşke göğsümün içinde her an benimle olsaydı da özlem çekmek zorunda kalmasaydım.
"Bende çok özledim sevgilim." Yumuşak ses tonu kulaklarıma bayram ettirirken beline doladığım ellerimi biraz daha sıkılaştırdım.
"Ayaz biraz daha sıkarsan kaburga kemiklerim bütünleşecek." Dediği an endişeyle geri çekildim.
"Özür dilerim güzelim, canını mı yaktım?"
"Hayır Ayaz'ımyakmadın, hem bana böyle güzel sarılırken canım nasıl yanabilir?" Gülümseyerek söyledikleri içimdeki özlemi daha da tetiklerken kızaran burnunun ucunu öptüm.
Kırmızı dudakları aklımı çelse de orta yerde öpemeyeceğim için güzel burnu ile idare etmek zorundaydım.
"Ben sana gelme demedim mi?"
"Dedin ama dayanamadım çok özlemiştim." Suçlu bir çocuk gibi masum masum konuştuğunda bir kez daha sarıldım.
Sen bu kadar güzel ve masum olursan, beni böyle güzel seversen ben nasıl senden uzak dururum güzelim?
"Kahvaltı yaptın mı çilli güzelim?"
"Beraber yaparız diye yapmadım canım."
"O zaman hadi kahvaltı etmeye gidelim." Sevgilimin eline tuttuğumda birlikte yürümeye başladık.
5 gün sonra yeniden burada ve Derin'in yanında olmak ciddi anlamda yorulan ruhuma iyi gelmişti.
"Ayaz neler oldu artık anlatsan mı? Sabah sabah seni sıkıştırmayayım diyorum ama meraktan çatladım, sen oradayken çok konuşamadık da." Derin çekinerek konuşurken elini bırakıp kolumu omzuna doladım.
