Bölüm-7- Fantazi

5.5K 348 130
                                    

Bölüm Şarkısı : Ferdi Tayfur - Sevdalılar Beni Anlar

Keyifli okumalar 😉😉

Gözlerini zorlukla aralayarak başında hissettiği ağrı ile yüzünü buruşturdu. Derya ile o saçma barda karşılaştığı günden beri geçmek bilmemişti başının ağrısı. Hem nasıl geçsindiki, lafı sokup onu düşüncelere salarken kendisi onun bu boşluğundan faydalanarak bir anda kaybolmuştu ortadan. O günden beri onu almaya kimlerin geldiğini düşünmekten beyni büzüşme noktasına gelmişti artık. Üstelik o geceden sonra doğru dürüst evde bile karşılaşmamışlardı. Ellerini ağrıyan başına götürerek sertçe bastırdı. İçinde bulunduğu duruma ve olmayan aklına hiç faydası olmasada yıllardır olduğu gibi yine günlük ritüel halini almış kendi aptallıklarına lanetler etme seansına başladı.

Biliyordu her şeyin suçlusu ve bu halde olmalarının sebebi kendisiydi. Evlendiği ilk günden beri hata üstüne hata yapmıştı. Derya'yı davranışları ile zihinsel ve fiziksel olarak o raporu almaya itmişti ve hayatındaki en büyük hatası olmuştu bu aptallığı. Karısının yüzüne bakamıyordu! Ağzını açıp af dilemeye iki çift güzel söz söylemeye yüzü yoktu. Hangi yüzle söylerdi söyleyemezdi. Aralarında sadece didişip bir birini hırpalamaktan,kırmaktan, yaralamaktan oluşan bir diyalog sürüp gelmişti bu güne kadar. El mecbur ayak uyduruyordu karısının savaşına onun haklı olduğunu bilerek. Korkuyordu ona ksrşılığını vermezse onunla didişip o saçma kavgaları etmezse aralarında o diyaloğunda kalmayacağından korkuyordu. Af dileyemezdi gururundan yada başka bir şeyden değil yaptığı, Hayal tarafından tescillenmiş hayvanlığının affedilir yenilir yutulur yanı olmadığından, kendisini affedemediği için af dileyemiyordu. Derya onu terk etmeyerek veya boşamayarak ona bir şans bir çıkış yolu sunmuştu ama onda o şansı değerlendirip o çıkar yolu bulacak, bulsada bu evliliğin gerçek olmasını istemeye hakkı yoktu. Hakkı yoktu ama bir tarafıda çocuk gibi korkuyordu. Karısının aralarındaki o pamuk ipliğini koparıp atmasından yüreğinin başkasına kaymasından. Dört yıldır yalnız bırakmış dört yılda her Allah'ın günü başka fotoğraflar da başka adamlarla görmüştü karısını. Çoğunun montaj olduğunu elbette biliyordu ama ya montaj olmayanlar işte o zaman kan beynine hücum ediyor,karısını kaybetmenin korkusuyla kanı damarlarında ters akıyordu.

Oysaki Derya başka bir erkekle bir ilişkisinin olmayacağını,olamayacağını ve olmadığını çok acı bir şekilde öğretmişti. Hiç aklından çıkmayan, karısının yüzüne her baktığında yaşayamadığı,yaşatmadığı hayallerin mutlulukların yarım kalmışlığı ile karşılaşması en büyük ders en büyük cezaydı onun için. Yaptığı büyük küçük bütün hatalarını kabul ediyordu ama başka adamların,adını,sanını,ismini cismini,kasını,adinosunu karısının ağzından duymayı yaptıklarının bedeli olarak bile olsa yediremiyordu kendine. Aptaldı hemde kocaman olanında nikahlı karısına dokunmamak için her seferinde karısının yüzüne yeminler eden ondan başka aptal yoktu büyük bir ihtimal. Elleri ile çaresizce yüzünü sıvazladı.Acaba neden bu kadar aptaldı? Annesi ve babası gayet zeki insanlarken bu genlerini sadece kızlarına aktarmışlardı anlaşılan. Tuğra ve kendisinde ise zeka olduğu tartışılır bir konuydu.

Düşünceleri yüzünden dahada şiddetlenen başının ağrısı ile oflayarak yataktan kalktı ve odasındaki banyoda ihtiyaçlarını gidererek mutfağa doğru yol aldı. Kulaklarına dolan kısık sesle kısa bir an olduğu yerde bekledi. İşittiği kısık sesin mutfaktan geldiğini anlayınca dudakları kıvrıldı. Demek ki karısı bu gün işe gitmemişti. Üzerindeki siyah tişörtü çekiştirerek ellerini saçlarına götürüp düzeltti ve yüzündeki aptal sırıtışı silerek onun yerine her zamanki huysuz maskesini geçirerek mutfağa girdi.Karısını pencerinin kenarında bir telefon görüşmesi yaparken görünce omzunu kapının kenarına dayayıp bir ayağını diğerinin üzerine atarak onu izlemeye koyuldu.

İKİ DELİ BİR SEVDA (DAVA SERİSİ 4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin