Bölüm -29- Hangi Dünya

3.8K 326 303
                                    

Bölüm Şarkısı -  HiraiZerdüş - Nazlıcan- Bu Dağlar Kömürdendir

Keyifli Okumalar 🥰🥰

Oturduğu sandalye de hıçkırıklara boğulan kadın bedenine dolanan kollarla göz yaşları içinden bakışlarını yanında ki gence çevirdi. Dudakları titrerken kelimeler boğazında sıralanmıştı. Güçlükle yutkunarak fısıldadı.

"Bu nasıl kader!? Ben yıllarca bir çocuğum olsun diye uğraşıp didindim. Allah bana Arya'dan sonra Derya'yı verdi." Elinin tersiyle göz yaşlarını silerek kendisine ıslak gözlerle bakan gencin bakışlarına yardım dilenircesine baktı Deniz." Ben kendi yaşadıklarıma zor derken, kızım hem kendi canı hem bebeklerinin canı için savaşıyor ve benim elimden hiç bir şey gelmiyor." Genç adam kollarının arasındaki bedeni sıkıca sararken kadın ağzından kaçan hıçkırığın ardından bakışlarını odanın kapısına çevirerek sözlerine devam etti." Sende duydun değil mi? Kayra'nın kızıma olan aşkının büyüklüğünü! Yunus amcan bile yaşadığımız onca şeyde bu kadar çaresiz kalmamıştı. Kayra'nın çaresizliğini görüp duyuyorsun değil mi?" Genç adam başını olumlu anlamda sallarken Deniz dudaklarını ısırdı acıyla. "Ben..ben kızımı sevdiğini biliyordum ama Kayra'nın  bu derece büyük bir sevdayla kızıma bağlı olduğunu hiç fark etmemişim! Fark etmemişiz! Söylesene ben kızımın acısına mı,Kayra'nın çaresizliğine mi yanayım! Ben  şimdi hangisine yanayım Tuğra!"

Tuğra kadının sözleri ile acıyla bir nefes çekti ciğerlerine. İkisinin de yüreğine  düşen sevda kıvılcımının ilk hünden beri en büyük tanığı ve destekçisiydi ama o da bu kadarını tahmin etmiyordu. Biri diğerinin yaşaması ve  mutluluğu için kendi canından vazgeçmeyi göze alıyordu. Hep efsaneler de,filmler de,romanlar da olduğunu düşünmüştü böyle bir sevdanın! Sevda dedikleri  böyle bir şey miydi  gerçekten? Böyle yoğun bir duygunun yoğunluğundan,büyüklüğünden korktu. Sevmek insana mutluluk değil de, hep acı verecekse niye severdi ki insanoğlu? Arkasında kalan oda da bir birine acısını belli etmemek için direnen, yanan,acıyla harmanlanan iki beden vardı ve bu yaşadıkları, Tuğra'yı hiç hissetmediği korkularla yüzleştiriyordu. Sevmek bu acı veriyorsa,birini bu derece sevmeyi istemedi. Düşünceleri arasından Deniz'in hıçkırığı ile sıyrılırken elinin tersiyle gözün süzülen bir damlayı hızla silerek göğsüne bir çocuk gibi sığınan orta yaşlı kadını omuzlarından tutarak kendinden hafifçe uzaklaştırıp gözlerinin içine baktı.

"Bunu da atlatacaklar Deniz teyze. Onların deli inadını bilmiyor musun? Biliyorum sizin için,hepimiz için çok zor bir durum ama Kayra ve Derya için daha zor bir durum! Bizim onlara destek olmamız lazım. Böyle destek olamayız ki?" Yaşlı kadın başını olumlu anlamda sallasa da acısı içini bir bıçak gibi kesiyordu. Tuğra kadının akan göz yaşlarını silerek gülümsemeye çalıştı. " Yıllar önce Derya'yı kucağına almak için nasıl savaştıysan dik dur ve tekrar diren! Onun desteğe ihtiyacı var. En çokta sizin desteğinize. Bu defa sadece Derya için değil kardeşime destek olmak için de ayakta ve onun arkasında dimdik durmalıyız! Torunların ve yiğenlerim için biz de dik durmak için direnelim ki desteğimizden güç alsınlar."

Deniz kendisine destek olmaya çalışan Tuğra'ya minnetle baktı. Eve gelerek Derya'nın rahatsızlandığını söylemiş,onu buraya kadar getirmişti. Yolda her şeyi bir bir anlatırken elini hiç bırakmamış güç vermek istercesine hep destek olmuştu. Allah biliyor ya hepsini çok seviyordu ama Tuğra içlerinde bambaşkaydı. Hepsinin  içinde en havaisi o gibi dursa da aslında en ince fikirlisi,en yufka yüreklisi oydu. Derya ya her zaman bir abi gibi kol kanat germiş, kızının yaptığı hatalarda bile her zaman onu savunmuştu herkese. Tuğra başkaydı. Tuğra hiç sahip olamadığı oğlu gibiydi. Elini kaldırarak genç adamın yüzünü okşadı şefkatle.

"Olacak değil mi? Başaracaklar! Başaracağız! Kızımı ve bebekleri sağ salim çıkaracağız buradan! Kayra'nın omuzlarındaki yükü hep birlikte yükleneceğiz değil mi?" Tuğra orta yaşlı kadının sözlerini başını sallayarak onayladı.

İKİ DELİ BİR SEVDA (DAVA SERİSİ 4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin