Bölüm - 4 - Güven

8.6K 606 229
                                    

Bölüm Şarkısı -Sezen Aksu -İhanetten Geri Kalan

Yüzüne inen tokatla gözlerinden ateş saçarcasına karşısındaki kızın yaşlar süzülen gözlerine baktı. Hayâl kırıklığı bir kez daha gözlerine yansıyan kız iki sene önce Kayra'ya karşı içinde filizlenmeye başlayıp büyük bir aşka dönüşen duygularına bir kez daha lanet etti. Büyük bir hevesle beklediği o gün kökten kazıyıp atmalıydı o duyguları. Böyle acı çekeceğini bilerek boşuna hayaller kurmuştu. Hiç bir zaman görmeyecek! Ne ona olan aşkımı ne de kırmaktan usanmadığı yüreğimin acısını. Kırılmaktan usanmayan kalbi bu sözleri fısıldarken, aklı sanki kalbine düşmanmışcasına hâlâ savaşmasını fısıldıyordu. Seviyordu Kayra'yı. Onu görmezden gelişine, acımasızca onu sürekli kırmasına rağmen seviyordu. Sessizce sevmeyi, kalbinin gizli köşelerine çektiği acıları ve aşkını gizlemeyi öğretmişti Kayra ona. Olmayacak duâ ya amin denilmeyeceğini öğretmişti ona. Fakat Kader o gün olmayacak olan bir duâ ya avuç açtırmıştı Derya'ya. Kendinin bile haberi bile yok ken o testi bacaya konulmuş ve kaderin oynadığı küçük oyunla kırmak Kayra'ya nesip olmuştu. İşte o günden sonra bir umut dedi Derya ve olmayacak duası için açtı ellerini. Bu defa kalbiyle değil aklıyla hareket edecek sonuç ne olursa olsun, ne kadar acı çekerse çeksin Kayra'yı kendine başlayacaktı. Çünkü kader ona red edemeyeceği bir fırsatı altın tepsiyle sunmuştu. Aklından bunlar geçerken kırılmaktan kanayan kalbine tuz basarcasına içinden fısıldadı Derya.

"Ne kadar yara alırsan al savaşmayı asla bırakma! Korkup geri çekilmekten, pişman olmaktansa, aldığın yaraları cesurca karşıla Sevdan için savaş! " Aldığı kararla gözyaşlarını elinin tersiyle sildi ve sağ avcunu açarak elinin kınasını gösterdi.Kayra'nın ateş saçan bakışlarına meydan okurcasına bakarak fısıldadı.

"Kınayı geline ne diye yakarlar bilir misin? " Bakışlarındaki öfke karısının sorusu ile yerini meraklı bakışlara bırakırken Derya sözlerine devam etti. "Gittiği eve ve kocasına kurban olsun diye! Arkandaki o süslü döşek zifaf döşeği, gelin ve damat rahat etsin diye! "Gözlerindeki merak karısının sözlerinin sonunu nereye bağlayacağı ile dahada artarken Derya yüzüne yerleştirdiği gülümseme ile devam etti. "Ben bu odaya her şeyi geride bırakarak girdim! Elime yakılan kınamla, arkamdaki döşeğin bilinciyle girdim! Fakat hiç bir zaman büyük konuşup daha sonra tükürdüğümü yalamadım!"

"Derya! Ne söyleyeceksen açıkça söyle laf çarpma! " Merakı öfkesinin önüne geçen Kayra'nın yüzüne bakarak alayla güldü.

"Bana dokunacak kadar Delirmediğini söyleyen sen bu gün benden yatağına girmemi istiyorsun. Maharetini dilinle değil yatakta göster diyorsun! Bana dokunmak istemeyen adam, benden koynuna girmemi isteyince erkeklikmi oluyor yani?" İşittiği sözlerin ağırlığı Kayra'nın gözlerini karartırken Derya onun öfkesini umursamadan tek kaşını meydan okurcasına kaldırarak devam etti. "Bence o döşekte maharetini göstermesi gereken kişi ben değil sensin! Karın olarak ben hazırım! Fakat erkekliğini sadece hareketleri ve kaba lafları ile yüzüme vuran adam hazır mı o yatağa girmeye? " Derya lafını bitirir bitirmez kolundan hızla çekilince bakışları karşısındaki duvarla kesişti. Arkasında kalan kocasının sert sesi ile yutkundu.

"O yılan dilini tutmazsan adam diye hitap ettiğin kişi,sana erkekliğini de kocan olduğunu da öğretecek haberin olsun! "Derya kocasının parmaklarının gelinliğin fermuarında gezdiğini hissedince kesik bir nefes alarak tekrar konuştu.

"Ben görevlerini bilerek girdim bu odaya! Ben senin gibi korkak değilim! Kendimi sana rencide ettireceğime o yatağa girer üzerime düşen görevi yaparım!" Kayra öfkeyle burnundan nefes alarak Derya'nın kulağına doğru yaklaşıp dişlerinin arasından fısıldayarak gelinliğin fermuarını indirmeye başladı.

İKİ DELİ BİR SEVDA (DAVA SERİSİ 4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin