4*Yemek

581 35 3
                                    

Annalise'ın göğsüne sanki biri bıçaklar saplıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annalise'ın göğsüne sanki biri bıçaklar saplıyordu. Tüm gün sinirden ağlamamak için kendisini zor tutmuştu. Daniel ilk başta buna hiç gerek olmadığını söylemiş ve kibarca reddetmişse de annesi ısrarla bir kap daha yemeğin kendileri için az ama Daniel için çok şey ifade edeceğini söylemişti. Eski günleri anımsatıp Daniel'ın çocukluğuna dair laflar edip adamı ikna etmişti!

Daniel'in niyeti her neyse de annesi buna çok güzel çanak tutmuştu. Bir anda ortaya çıkıp her yönden hayatına girmeye başlamıştı. 

Dayanamayıp annesine Daniel'ın kendisini tavlamaya dair planlarının olduğunu söylediğinde annesi gülmüş ve 'keşke olsa, çok düzgün bir çocuk' demişti. Annesi bunu demişti! Bir anne bunu nasıl söyleyebilirdi? Resmen O'nu adamın kucağına atıyordu.

"Odanın içinde volta atıp durmayı bırakır mısın?" dedi Vanessa başını tutarak. "Başım döndü."

Bu olaylardan sonra içeri, Annalise'ın odasına geçmişlerdi ve içeri girdiğinden beri Annalise beş dakika oturamamıştı.

"Duramıyorum." dedi volta atmaya devam ederek. "Sinirimden çatlayacağım."

"Off sen de amma abarttın." dedi Claire. "Bir misafir gibi düşün, hem dedikoduların asılsız olduğu ortada, adam dönüp sana bakmıyor bile."

Annalise bir anda durdu. Öyle miydi? Kendisine bakmayan bir adam?

"Evet bence de her şey yalan diye düşünüyorum." dedi Alice. "Çok edepli ve düzgün birine benziyor. Kim bilir başkentte karşısına ne fırsatlar çıkmıştır."

"Bence de" dedi Vanessa somurtarak. "İşlerin bu hale geleceğini bilsem bu dedikoduyu sana asla anlatmazdım. Şu an aslı astarı olmadığı öyle kesin ki. Adamcağızın günahını aldık." derken sözlerinde kesinlikle ciddiydi. Nereden etmişti ki bu lafı?

Annalise şüpheli bir şekilde arkadaşlarına baktı. Onların sezgilerine tam olarak güvenmiyordu. Her ne kadar durum bunu gösteriyor olsa da tedbiri elden bırakamazdı.

"Neyse" derken nihayet koltukla poposunu buluşturdu. "Bunu zaman gösterecek. Hem zaten çok da umrumda değil. Kötü biriyse O'nunla işim olmaz. İyi biriyse yine aynısı geçerli. O'nunla ilgilenmek için bir sebebim yok."

Ah, bu kadar ketum olmasan.. diye düşünen Claire idi.

 diye düşünen Claire idi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ardıç KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin