3*Taşınma

673 34 5
                                    

Annalise gerinerek uyandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annalise gerinerek uyandı. Krem renkli, kolları dirseklerine kadar uzanan fırfırlı pijaması yüzünü gıdıkladı. Gün ışığı odasındaki perdenin açık kalmış tarafından içeri sızıyor, doğrudan yüzüne geliyordu. Güneş kendisini uyandıracak kadar parlaksa vakit ilerlemiş olmalıydı.

İnce örtüyü tekmeleyerek üzerinden attı ve yatakta doğrulup ayaklarını yere sarkıttı. Öyle uykuluydu ki! Dün gece Lotto'dan neredeyse kapanış saatinde çıkmışlardı ve eve geldikten sonra uyuması ikiyi bulmuştu. 

Yüzünü yıkayıp salona indiğinde masa neredeyse hazırdı. Kız kardeşi Violet ve annesi oturmuştu bile.

"Günaydın" dedi Annalise mahmur gözlerle masaya otururken.

"Günaydın. Sonunda uyanabilmişsin." dedi Violet. 

"Hala çok uykum var" derken masaya yavaşça kafasını koydu Annalise.

"Tanrım Anna! Kafanı oradan kaldır."

"Uykum vaaaaar."

"Dün gece geç geldiğinde nihayet bir adam bulmuş olabilir demiştik ama sanırım sadece kızlarla takılıyordun."

Annalise kafasını masadan kaldırdı. Annesi bıraksa kardeşi bırakmazdı.

"Ne dediğinin farkında mısın acaba? Gece geç saatte bir adamla ne gibi bir işim olsun istedin bir söyle bana."

"Bir adam olsun da ne işin olursa olsun" derken güldü kardeşi.

Ah, ne kadar da toy, diye geçirdi içinden Annalise, kız kardeşine bakarken. Kardeşi henüz on yedi yaşında, olayların yeterince idrakinde olamayacak bir yaştaydı. Kendisinin aksine hemen evlenmek istiyordu ve çoktan bir nişanlısı vardı. Annalise'a göre hala çok erkendi ama ailesi bu durumdan ağızları yandığından olsa gerek kızcağızın hevesini kursağında bırakmadan kabul edivermişlerdi. Hoş, nişanlısı olacak adam da iyi biriydi. Bu durumda mutluluklar dilemekten başka bir şansı da yoktu. Peki ama neden kendisini bir türlü rahat bırakmıyorlardı ki?

"Lütfen hayatına bu felsefe ile devam etme" dedi Annalise. "Abla tavsiyesi."

"Bu konuda tavsiyene ihtiyacım olduğunu sanmıyorum." derken bir parça peyniri ağzına atıverdi Violet.

Annalise gülümsedi. Bu velede laf yetiştiremeyecekti. Ardından hep birlikte kahvaltıya yumuldular.

"Colemann'ların oğlu geri dönmüş." dedi annesi. 

"Kim?" diye sordu Violet hemen.

"Sen bilmezsin ama ablan belki hatırlar."

"Hatırlamıyorum, kimdi ki?" dedi Annalise neden böyle bir yalan söylediğine anlam veremeyerek.

"Daniel canım, hatırlaman lazım. Hani uzun boylu cılız bir çocuktu. Ailesinin evine sık sık giderdik ama tabii senden büyük olduğundan belki tam bilemedin."

Ardıç KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin