Violet ve Annalise'a bir oda, diğerlerine de bir oda verilmişti ve herkes kendi yerine çekilmişti.
"Heyecandan anlamamıştım ama çok yorulmuşum." Dedi Violet yüz üstü yatağa kapaklanarak.
"Ben de aynı şekilde." dedi Annalise. Gerçi O'nu yoldan çok daha fazla yoran şey düşünmek olmuştu.
"Öyleyse biraz uyuyalım."
Violet bunu derken bile sesi yarı uykulu çıkmıştı. Muhtemelen birkaç saniye sonra da uykuya dalmıştı.
Annalise için aynısı geçerli değildi. Yorgundu ve başı ağrıyordu evet ama uyuyabilecek miydi bilmiyordu.
Gelirken olanlar aklından çıkmıyordu. Vanessa ile konuşup anlaşmış olsalar da tereddütleri vardı. En basitinden Daniel'a karşı gerçekten 'normal' davranıp davranamayacağına emin olmaması idi. İşler öyle karmaşık görünüyordu ki içinden nasıl çıkacağına dair bir fikri de yoktu.
Sahi, burada ne yapıyorlardı? Violet'in bir sözü ile daha bir aydır tanıdıkları bir adamın evine gelmişlerdi. Olan tam olarak buydu ve çok garipti. Daniel'ın ailesi haklarında ne düşünmüştü acaba?
Derin bir nefes vererek yatakta yan döndü. Her şeyi kafasından çıkarmalı ve uyumalıydı, yoksa dünü gibi bugünü de saçma sapan geçecekti.
***
"Abla, abla!"
Annalise nefes nefese gözlerini açtı. Violet tepesinde dikilmiş kendisine bakıyordu.
"Ne oldu?"
"Saat beş buçuk oldu, yemeğe yarım saat var. Kalk yoksa yetişemeyeceksin."
Annalise hızla yatakta doğruldu. Aniden uyandırılmak zaten kalbinin hızlı hızlı atmasına sebep olmuşken Daniel ve O'nun ailesi ile tanışacağını düşünmek iyice heyecan yapmasına sebep oldu.
"Tanrım, ne giymeliyim?" derken ayağa kalktı.
Sonunda zamanın da kısıtlı olmasından ve bunun yalnızca basit bir akşam yemeği olmasından dolayı sıradan bir elbise giymekte karar kıldı.
Oldukça muhafazakar olan yakası minik büzgülerle boynunun gövdesi ile birleştiği yeri sarıyordu. Yakasından beline doğru uzanan sıra sıra çizgiler aslında elbisenin muntazam ve incecik şekilde katlanmasından oluşuyordu. Kıyafetin kalanı ile tamamen aynı renkte olan açık mavi kuşağı beline tam oturuyor, zayıflığını ortaya çıkarıyordu. Kolları ise oldukça kısa ve uçları büzgülüydü, göğsü ile aynı hizada bitiyordu. Bal rengi, uzun saçlarının önlerinden aldığı minik birer tutamı kafasının arkasında, elbisesi ile aynı renge sahip bir toka aracılığıyla birleştirdi ve kalanının tamamiyle beline doğru inmesine izin verdi.
"Bunu giyeceğine emin misin?" diye sordu Violet.
"Neden?"
"Yani Başkent'teyiz, belki biraz daha alımlı görünmek isteyebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ardıç Kuşu
RomantizmDaniel Kane Colemann senelerdir görmediği memleketine ordudaki görevini ve kırık kalbini de yanına alarak dönmüştür. Annalise Kate Quinn aldığı evlilik tekliflerinden bıkmış ancak halen kalbini ısıtan biri ile karşılaşmamıştır. İkisinin bir yalanla...