Daniel Kane Colemann senelerdir görmediği memleketine ordudaki görevini ve kırık kalbini de yanına alarak dönmüştür. Annalise Kate Quinn aldığı evlilik tekliflerinden bıkmış ancak halen kalbini ısıtan biri ile karşılaşmamıştır. İkisinin bir yalanla...
Çook hızlı bir bölüm daha :) Yorumlarınız benim için çok önemli, lütfen gidişata dair fikirlerinizi belirtin 😘
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1883 TEMMUZ(2 YIL ÖNCE)
"Danny?"
"Hımm?"
"Beni seviyor musun?"
Daniel çalışma odasının masasında evraklara gömülmüş haldeyken duyduğu bu söz üzerine kafasını kaldırdı.
"Evet, tabi ki" dedi şüphe edilmeyecek kadar net bir ses tonu ile. Ardından tekrar yığılmış işlerinin arasına döndü.
Elizabeth dudak bükerek çalışma masasının hemen önündeki koltuğa çöktü. Daniel yakışıklıydı, kibardı, zengindi ve sadıktı. Kısacası tüm harika şeylere sahipti ancak bu ilişkide eksik bir şey vardı, o da heyecandı. Daniel her zaman kontrollü, düzenli ve bir miktar mesafeliydi. Bu özellikler çok iyi gibi görünebilirdi ancak tüm her şeyin fazlaca ahenk içinde ilerlemesi heyecanın olmamasına sebep oluyordu. Ki bu da Elizabeth'in isteklerinin başında yer alıyordu. Baş döndüren bir aşk. Limitsiz bir haz. Ayrılalı uzun zaman olsa da sürekli Kenneth aklına geliyor ve Daniel ile O'nu kıyaslıyordu. Gizemli tavırları ve lanet olsun ki son saniyeye kadar belli etmediği hayatı Elizabeth'in içten içe halen O'nu arzulamasına sebep oluyordu.
Her şey bir yana Elizabeth olmadığı biri gibi davranmaktan da sıkılmaya başlamıştı. Sürekli saf ve masum bir genç kız rolündeydi. Asla taşkınlık yapamaz, sinsi fikirlerini Daniel ile tartışamaz veya en önemlisi bu rahip kılıklı adamla asla tutkulu dakikalar yaşayamazdı. Daniel gerçekten sınırları olan biriydi ve O'na bu kadar yaklaşınca aslında aradığı mükemmel kişinin O olmadığını anlamıştı. Tabii ki çaresi yoktu. Kenneth evlilik hazırlıkları yaparken ve Elizabeth de böylesine halkın saygısını toplamış birini yanına almışken pes etmesi imkansızdı. Gerçi çok da irdelemeye gerek yoktu ki. Mutlu olmak için çok şeyi vardı. En önemlisi de herkesin kıskanmasını sağlayacak bir kocası olacak olmasıydı. Yalnızca bunun için bile sabretmeye değerdi.
***
1885 AĞUSTOS günümüz
Annalise evde tek kalmanın tüm nimetlerinden faydalanmaya hazırdı. Madem ki tüm ev ahalisi bir yerlere gitmişti ve bu evde üç gün kimse olmayacaktı, öyleyse ilk başta acı verici korsesini bir süreliğine rafa kaldıracaktı. Ve ikinci yapacağı şey ise bir hanımefendinin uyanık olmaması gereken saatlerde Annalise'ın kesinlikle uyanık olup aldığı son iki kitabı bitirmesiydi. Annesine göre bunlar akıl bulandıran saçma kitaplardı ancak Annalise kesinlikle kurgu romanlardan hoşlandığının farkındaydı. Gerçeküstü şeyleri okurken yazarın hayal dünyasının sınırlarını keşfetmek ve tabii ufkunu genişletmek harika hissettiriyordu. Ama ilk gün daha güzel bir şey yapacaktı, kız kıza bir buluşma.
Vanessa aralarında en çok kısıtlanan kişiydi o yüzden bu sefer O'nun evden çıkmasına gerek kalmadan diğerleri O'nun evine gidecekti. Annalise basit bir kıyafet giydi ve Claire'in at arabası ile Vanessa'ya gittiler.
