Daniel O'nu yatağa yatırdığında Annalise'ın beyninde milyon tane sinek uçuyormuş gibiydi. Kulakları uğulduyor ve etraf gecenin bir yarısı olmasına rağmen parlak gibi görünüyordu. Daniel'ı bu kadar yakından gördüğünde sarhoş aklına gelen tek şey O'nu öpmek olmuştu ve düşünmeden yarı doğrulmuş bir halde Daniel'ı öpmüştü.
Daniel bu ani öpücüğün etkisi ile neye uğradığını şaşırdı. İlk başta şaşkınlıktan donup kalmış olsa da bir saniye sonra kan akışı hızlanmaya ve aklı bulanmaya başladı. Annalise'ın saçlarından gelen çiçek kokusu ise işi hiç kolaylaştırmıyor, Daniel'ın duygularını kamçılıyordu.
"Annalise," diye mırıldandı kendisini biraz geri çekerek. Bu durumun tamamen içkinin etkisi olduğunu biliyordu ve şu an kafasının içinde bir çatışma yaşıyordu, O'nu öpmek ve öpmemek arasında. Nihayetinde Annalise kendine geldiğinde pişman olma ihtimali çok yüksekti.
Annalise "mmm" diye anlamsız bir ses çıkararak kollarını Daniel'ın boynuna doladı ve O'nu kendisine çekerek başını yastığa geri koydu. Ardından dudaklarını tekrar Daniel ile buluşturdu. Bu sefer Daniel'ın da sabrı tükenmişti ve Annalise'a karşılık vererek O'nu öpmeye başladı. Nazik ama tutkulu bir şekilde dudaklarını tüketirken ellerini Annalise'ın başının iki yanına koydu. Dudakları yumuşacıktı. Hafifçe hissedilen viski tadı Daniel'ın aklının başından epeyce uzaklaşmasına sebep oluyordu. Annalise acemice ve içkinin etkisi ile Daniel'a cevap veriyordu. Bu da Danel'ın işini zorlaştırıyordu. Öyle ki gerginliğinden ellerinin altındaki çarşafları sıkarak kırıştırmıştı.
Daniel zorla kendisini Annalise'dan ayırdığında alnını kızın alnına dayadı ve nefes nefese kalmış bir halde sakinleşmeye çalıştı. Kapanmış gözlerini araladığında Annalise'ın çoktan uykuya dalmış olduğunu gördü. Kendisini bu şekilde ateşe verdikten sonra uyumuş muydu yani? Tanrım... Sahiden mi? Sarhoş da olsa, uyanınca pişman olacak da olsa, bu şekilde nasıl uyuyabilirdi?
Hızla ayağa kalkıp odadan çıktı ve merdivenleri minik ama hızlı adımlarla inerek salona ulaştı.
Lanet olsun.
Bu durum hiç iyi olmamıştı. Annalise bunu sarhoşken yapmış olsa da yapmıştı! Daniel hayatında tek bir kadını öpmüştü, O da Elizabeth idi. Üstelik o zaman da bunu sadece Elizabeth başlatmıştı. Kendisi her anlamda kurallara öyle bağlanmıştı ki evlilik öncesi masum bir öpücüğe bile olmaması gereken bir şeymiş gibi bakmıştı. Fakat şimdi Annalise'ın karşısında tüm iradesinin günden güne eridiğini fark ediyordu. Kurallarını yıkıyor, asla yapmayacağı şeyleri yapıyordu. Tanrı yardımcısı olsun ki işi çok zordu.
Halen kalbi deliler gibi atarken kanepeye uzandı ve sabahın ilk ışıkları görünene kadar gözüne uyku girmedi. Aklında sadece yaşadıkları o an vardı. Bu heyecanla uyumak mümkün değilmiş gibi görünse de nihayet göz kapakları yorgun düşmüş ve uyuyakalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ardıç Kuşu
RomanceDaniel Kane Colemann senelerdir görmediği memleketine ordudaki görevini ve kırık kalbini de yanına alarak dönmüştür. Annalise Kate Quinn aldığı evlilik tekliflerinden bıkmış ancak halen kalbini ısıtan biri ile karşılaşmamıştır. İkisinin bir yalanla...