Annalise şaşkınlıkla tepesinde dikilen Daniel'a baktı. Ne demişti? Dans mı? O'nunla mı?
"Pardon." dedi Annalise. Oturduğu sandalyeden kalkıp Daniel'ın tam önüne dikildi ve kollarını göğsünde bağladı. "Bunca şeyden sonra sen beni dansa kaldırmak mı istiyorsun yani? Sen?"
Alice'in gözleri bir anda açıldı ve gelecek faciayı sezinlese dahi artık engel olabilmek için çok geçti. Annalise'ın bedeninden fışkıran hayali alevler etrafa saçılıyordu.
"Ben sadece.. Müzik var ve sen de dans etmek istersen diye dedim." dedi Daniel korktuğunun başına gelmiş olmasına şaşırmayarak.
"Hah, beni bir dansla etkileyebileceğini sanıyorsan yanılıyorsun, Bay Colemann! Ben elde edilecek bir nesne veya üzerimden bahisler oynanacak bir at değilim! Bu yüksek özgüvenin de hoş bir görüntünün arkasındaki boş beyninden olsa gerek."
Daniel neye uğramış olduğunu anlamayarak kıza baktı. Ne? At ve nesne mi? Bu kız ne saçmalıyordu şu an? Ve ney? Boş beyin mi? Kendisine mi demişti bunu?
"Annalise, yani Bayan Quinn, neden bahsettiğinizi anlayamıyorum. Ayrıca sözlerinizle ileri gidiyorsunuz."
"Ah, hiç de ileri gitmedim, henüz O halimi görmediğin için şanslısın. Daha ne kadar aptalı oynayacaksın merak ediyorum doğrusu" derken sinirli bir şekilde güldü Annalise. "Ama kirli oyununu benim ağzımdan duyamayacaksın!"
Ardından hızla mutfağa dalarak gözden kayboldu. Alice şaşkın bir halde bir Daniel'a bir de giden Annalise'a baktı ve "Çok özür dilerim!" diyerek arkadaşının peşinden içeri dalmadan hemen önce Vanessa ve Claire'i keskin bir baş hareketi ile çağırdı. Tek tesellisi herkes dansta ve etrafta da ses olduğundan bu tatsız hadisenin bir tanığının olmamış olması idi. En azından öyle olmasını umdu.
Az sonra odasına girip kapıyı hızla çarpan Annalise sinirinden ne yapacağını bilemez halde yatağa oturdu. Hakkında saçma sapan planlar yaptıktan sonra nasıl hiçbir şeyden haberi yokmuşçasına kendisine bakıp üstüne bir de bilmediğini söyleyebilirdi? Ah, tabii yakışıklı yüzüne ve harika vücuduna güveniyor olmalıydı ama Annalise O'na kapılmayacak kadar çok erkek görmüştü hayatında. Bir de kendisini dansa kaldırmak mı istemişti? Tanrım..
O sırada kızlar içeri daldılar ve şok içinde Annalise'a baktılar.
"Tanrı aşkına Anna!" dedi Alice sesinin yükseldiği nadir anlardan birini yaşarken. "Sen ne yaptın böyle?"
"Bir saniye, tam olarak ne oldu?" dedi Vanessa kafası karışmış halde.
"Olan şu," dedi Annalise yataktan hızla kalkarak. "Bay lüzumsuz kalkmış bana dans teklifinde bulundu. Bunca şeyden sonra buna nasıl cesaret edebilir anlamıyorum! Ağzının payını vermeme rağmen halen neden bahsettiğinizi bilmiyorum diye saçmalıyor! Gerçekten yüzsüz ve sinir bozucu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ardıç Kuşu
RomanceDaniel Kane Colemann senelerdir görmediği memleketine ordudaki görevini ve kırık kalbini de yanına alarak dönmüştür. Annalise Kate Quinn aldığı evlilik tekliflerinden bıkmış ancak halen kalbini ısıtan biri ile karşılaşmamıştır. İkisinin bir yalanla...