Roseanne okula giderken gergindi. Kafasında binlerce soru kol geziyordu. Üzerine giydiği beyaz renk kot ceket üşümesini sağlarken acaba abileri ne tepki verecek diye düşünüyordu. Chanyeol ve Jimin muhtemelen babalarına kızgındı. İki abisinin de onu çok sevdiğini biliyordu genç kız, eğer ona kızgınlarsa bunun nedeninin dün binlerce kez onu aramalarına rağmen açmaması olabileceğini düşünüyordu. Babası gibi hamile kaldığı için ona cephe almayacaklarını biliyordu. Kızmış olsalar bile, zaten çok zor durumdaki kızın üstüne gitmezlerdi.
"Bak Jungkook, sakın sınıftan çıkma duyuyor musun beni?".
Baekhyun kardeşini Chanyeol'ün öfkesinden korumak için Jungkook'a önerilerde bulunuyordu ve bu Rose'nin konuşup konuşmamak arasında gidip gelmesine neden oldu.
"Şey..." demesiyle üç çocuğun ona dönmesi bir olmuştu. "Baekhyun korkmana gerek yok çünkü ben Chanyeol'le konuşacağım.".
Rose sesi içine kaçmış gibi konuşuyor olduğundan olsa gerek yanındaki Jungkook "Normal halin gibi konuşsana." diye Rose'ye kızdı. Roseanne'in elinde değildi, kendini o kadar yük gibi görüyordu ki her kelimesini on kere düşünüp söylüyordu.
Baekhyun gerçekten de sopasını okula götürüyordu. Okul bahçesine girerken "İyi," dedi stabil bir sesle. İkna olmamıştı "Yine de Jungkook önlemi bırakmasın.".
Abisi Roseanne'i dinlerdi. Hatta bir kere okul yemeğinde Baekhyun ve Chanyeol bildiğin laf dalaşına girmişti ve Chanyeol zaten öğretmenlerle bir sürü problem yaşadığından -Jimin'in de onu tutmasıyla- hiçbir şey yapamamıştı. Baekhyun'un dili çok sivriydi ve bu abisini delirtiyordu. Abisi sinirden köpürüyorken şanssız Baekhyun asansörden inemeden Rose ve Chanyeol de o kabine girmişti. Chanyeol Jerry'i kuytuda yakalamış Tom gibi sevinirken Baekhyun kaçamamıştı. Rose Chanyeol'un gözü sinirden köpürdüğünde onu sakinleştirmeyi başarmıştı. Abisi onu dinlerdi.
Okul bahçelerine girdikleri gibi ikisinin kardeş olduğuna bin şahit isteyecek iki çocuk Rose'ye doğru koşmaya başladı.
Jungkook ve kardeşleri kendi arkadaşlarına doğru ilerleyip dağılırken, Rose ona doğru gelen abilerine baktı. Normalde siyah ve beyaz kadar zıt tipteki bu iki çocuğu yan yana görmek onu güldürse de sinirleri alt üst olmuş Rose gözlerinin dolduğunu hissetti. Genç kızdan çok da uzun olmayan küçük abisi ona sımsıkı sarıldığında Rose ağlamasını bastırmaya çalışıyordu. Ondan ayrılınca bu sefer dev gibi olana sarıldı.
"Roseanne iyi misin?" diyen Jimin'in yüzünden endişesi okunuyordu, Chanyeol'ün de ondan bir farkı yoktu gerçi. "İyiyim." dedi gülümsemeye çalışan genç kız.
"Gelin oturun sakince anlatayım.".
Abileri genç kızın söylediğini yapınca Roseanne oturdukları bankta dün gece yaşadıklarını onu dikkatle dinleyen abilerine anlattı. Genç kızın ellerini tutan Jimin üzgün duruyordu. "Rose, belki sadece siniri geçene kadardır.".
Roseanne de öyle olmasını dilerdi ama babasının geçici öfkesinin bu olmadığını biliyordu "Bilemiyorum, onun sinirini görmeliydiniz." dediğinde derin bir nefes aldı.
Ayağını yere sinirle vuran Chanyeol, Rose'nin gerginleşmesini sağlıyordu. Abisinin kaşları çatılmıştı ve kabarık dalgalı saçlarından ellerini geçirirken konuştu "Onu öldüreceğim.".
Rose telaşla "Hayır Chan..." derken gözlerini kocaman açmıştı. "Eğer Jungkook ya da ailesinden herhangi birine bir şey yaparsan seninle asla konuşmam. Onlar bana evini açtı, gidip onları dövemezsin.".
Rose'nin tehditine karşı Chanyeol'ün yüzü düştü "Küçümeni bile mi?" diye sorması yere dalmış Jimin'in ona dönmesini sağladı "Efendim?".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
out of order || rosekook. ✔️
FanfictionRoseanne Park Chaeyoung on altı yaşında hamile, evsiz ve beş parasızdı.