Roseanne yıllarca problemli bir ailede yaşamıştı. Alkolik bir babası, hiçbir şeyi umursamayan bir annesi vardı. Evde sürekli insanlar kavga eder, en ufak bir şeyden büyük kaoslar çıkardı. Bu yüzden Roseanne hiçbir bayramı sevmezdi.
Şükran Gününden nefret ediyordu mesela. Küçüklüğünden beri Şükran Günü onun aklında hindinin olduğu büyük bir masada kavga eden aile büyükleri olarak yer edinmişti. Noeli de sevmezdi, hiç sıcak bir aile ortamları olmamıştı. Kimse kocaman noel ağacının altında pijamalarıyla sıcak çikolata yudumlamıyordu.
Cadılar Bayramı da aklında gayet kötüydü. Abileri partilere gider, Rose daha bir sene öncesine kadar ortaokullu olduğundan şeker toplamaya çıkardı. Nasıl oluyordu bilmiyordu ama manyak babası illa ki biriyle kavga etmeyi başarıyordu.
Ryujin ikinci elcinin tekinde kostüm bakarken Roseanne hiç keyifli değildi. Neredeyse üç haftadır aynı evde yaşadığı ve hiç konuşmamayı başardığı Baekhyun da onlarlaydı. İsteksiz isteksiz askıları çeken Baekhyun, Ryujin'in onu iteklemesine neden oldu "Neden keyifsiz davranıyorsun?".
Rose, Baekhyun'un hiç keyifli davrandığını görmemişti. Çocuğun doğal halinin bu olduğunu düşünüyordu, umarsız bir hali vardı. Baekhyun omuz silkti. Ryujin askılardan bir sürü kıyafet çıkarttığında gerçekten korkutucu olmak istediğini söylüyordu.
Baekhyun eline aldığı örümcek adamı kostümüyle, kız kardeşinin peşinden gittiğinde Rose gözüne bir kanat kestirmişti. Kanatlar eğer düşük bütcesine uygunsa onları alıp evdeki kıyafetleriyle bir Winx perisi olabilirdi. Zaten aptal partiye de gitmek istemiyordu ve alışverişi son güne bıraktığı için de pişmandı.
Kanatların yanından pas geçip Ryujin ve Baekhyun'u deneme kabinine doğru takip etti. Jungkook'la neredeyse bir haftadır konuşmuyordu. Onun kalbini kırmış olmalıydı çünkü Jungkook Roseanne'i nerede görse yolunu değiştirip başka bir yerlere kaçıyordu. Bu genç kızın kendini kötü hissetmesini sağlasa da yapacak bir şey yoktu, olanları geriye alamazdı artık.
Kabine gittiklerinde Ryujin, ardından da Baekhyun içeriye girmişti. Roseanne büyük aynaya yaslanırken etrafa bakınıyordu. Görmeyi beklemediği iki kişi heyecanla elini sallamasına neden olmuştu. Büyük abisi kız arkadaşıyla yürürken yüzünde bıkkın bir tavır vardı, elinde taşıdığı poşetlere bakarsak zorla getirildiği alışveriş onu hiç memnun etmiyor gibi duruyordu.
Soojin, ardından da abisi Roseanne'i farkettiğinde bulundukları tarafa doğru ilerlemeye başladılar. Abisi "Seni aradım ama açmadın." dediğinde Soojin neşeyle genç kıza sarılıyordu.
Rose hafifçe omuz silkerken "Telefonum evde kaldı." demişti. Başka birinin evinden ev diye bahsetmesi ve bu koca kafalıyla aynı yerde yaşamıyor olması çok garip geliyordu. Elinde olsa şu an abisine sarılır, saatlerce onu ve Jimin'i çok özlediği için ağlardı.
"Yarın gelecek misin?". Soojin'in sorusu, Roseanne'i içinde bulunduğu abi özleminden çıkarttı. Dikkatini karşısındaki güzel siyah saçlı kıza çevirdiğinde sadece kafasını sallamakla yetindi. O sürekli gittikleri barın sahibi olan Min Yoongi büyük parti veriyordu. Muhtemelen tanıdığı herkes orada olacaktı.
Soojin seçtiği kostümleri Roseanne'e göstermeye başladığında açılan kabin perdesi ile bir gerginlik oldu. İçeriden örümcek adam kostümünü kafasına maskeyi takmadan çıkmış olan Baekhyun, Chanyeol'a garipseyen bir şekilde bakarken bakışları karşılık almıştı. Bu ikili ile aynı ortamda bulunmak Roseanne'i fazlasıyla gerse de kimse kimseye laf atmadı. Baekhyun bakışlarını kaçırdı ve aynada üstüne güzelce oturmuş kostüme bakmaya başladı. Zaten Chanyeol dalgın gözüküyordu. Roseanne başını hafifçe eğmiş ileriye odaklı Chanyeol'ün kafasının neyle meşgul olduğunu düşündü. Hafifçe dudağını ıslatan abisinin dalgın bakışlarını onu hiç tanımayan biri görse, baktığı yönden dolayı Baekhyun'un giydiği kostümden dolayı ortaya çıkmış kalçalarını kestiğini bile düşünebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
out of order || rosekook. ✔️
FanfictionRoseanne Park Chaeyoung on altı yaşında hamile, evsiz ve beş parasızdı.