Rose sabahları Jeon ailesinin ayrı bir asabi olduğunu düşünüyordu.
Jisoo gittiğinden beri zaten üç dakikada bir kavga çıkan bu evde kahvaltı faslı biraz fazla hareketli oluyordu.
Yeonjun kalmamakta ısrarcı olduğu koltukta uyurken Baekhyun ve Taehyung bağıra bağıra kızarmış ekmek için kavga ediyordu.
Evet, lanet bir kızarmış ekmek için birbirlerine avazları çıktığı kadar bağırıyorlardı.
"Hiçbir boka yaramıyorsun!" diye bağıran Baekhyun sinirle çatalı elinden bırakmıştı. Jungkook ve Ryujin gülmemek için dudaklarını ısırırken Rose gerçekten bu kavga niye bu kadar büyümüştü anlayamıyordu.
Taehyung Baekhyun'un kızarmış ekmeğini yediğinden çıkan kavga kızın delirmesini sağlayacaktı. Alt tarafı lanet ekmeği yemişti. "Baekhyun istiyorsana sana ekmek kızartabilirim?".
Rose verdiği bu öneri karşısında dikkatleri üstüne çektiğinde Baekhyun kafasını iki yana salladı. "Sorun ekmek ya da onu yemiş olması değil. Hiçbir şey yapmaması ve yapılanları da bozması.".
"Tanrım Baekhyun abartma artık. Sana bir sürü kızarmış ekmek alacağım yeter ki sikik çeneni kapat.".
Rose bıkkınca ofladığında çatalını bırakıp ayağa kalktı. Hiç ama hiç okula gidesi yoktu bu yüzden yavaşça kravatını boynundan çıkarttı. Jungkook kızı seyrettiği için bu hareketinin nedenini merak edip hemen atladı "Neden kravatını çıkarttın.".
"Okula gitmeyeceğim.". Rose kendini Yeonjun'un yattığı koltuğun yanındaki tekliye attığında bir garip hissediyordu. Karnı belli olmaya başlamıştı ve sürekli sırtı ya da beli ağrıyordu.
"O zaman ben de gitmeyeyim. Zaten hiç gidesim yoktu.".
Rose arkası dönük olsa da Jungkook'un sesini duyunca o tarafa doğru döndü. Baekhyun ve Taehyung hala kızarmış ekmek için kavga ediyordu. "Akşam maçın yok mu senin?".
Jungkook kızın ona dönmesiyle kafasını olumlu anlamda salladığında "Akşam maçımın olması okula gitme zorunluluğu mu doğuruyor?" diye sormuştu.
"Eğer maçı kaybedersen seninle randevuya çıkmam.".
Rose arkaya dönmekten boynu ağrıdığı için önüne dönerken Jungkook kıkırdadı. "Böyle anlaşmadık Roseanne.".
Rose omuzlarını silkti "Kaybedenlerle çıkmam.".
"Ben de okula gitmiyorum.". Jungkook tam Rose'ye cevap verecekken abilerinden biri olaya atlayınca sustu. Rose arkasını tekrardan döndüğün Baekhyun'un mutlu mutlu kızarmış ekmek yediğini görünce şaşırdı. Ne ara yapmıştı bunu?
"Gitsene okula." dedi Jungkook Taehyung'a sinirle bakarken. Taehyung omuzlarını silkti ve "Yoo," dedi "Gitmiyorum.".
Rose sinirlenen Jungkook'a karşı kıkırdadığında Baekhyun "İkizim olmadan okula gidemem." demiş ve ekmeğinden bir dilim ısırmıştı. Sanki biraz önce on beş dakika boyunca birbirlerine bağırmamışlar gibi Taehyung eğildi ve Baekhyun'a sarıldı.
"Ben de gitmem o zaman," diyen Ryujin sandalyeyi geriye doğru yasladı. Jungkook tüm kardeşlerine sinirle bakarken Baekhyun "Off," dedi bıkkınlıkla "Zaten eski laboratuvar partnerinle yalnız kalamayacaktın. Yeonjun evde.".
Rose onları umursamamazlıktan geldi. Birbirlerini sinir etmek en büyük hobileri olduğundan tepki verirsen daha çok abartıyorlardı.
"Siz hala siktirip gitmediniz mi?".
Yeonjun battaniyeyi üstüne daha da çok çekerken mırıldanmış, nedensizce Rose'nin gülmesini sağlamıştı. Bebek doğduktan sonra kendi evine dönünce bu evi özleyeceğini o an farketti ve yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
out of order || rosekook. ✔️
FanfictionRoseanne Park Chaeyoung on altı yaşında hamile, evsiz ve beş parasızdı.