Bölüm Şarkısı: Toto- Rosanna.
xxx
Roseanne Park o sabah artık kendi evi gibi hissetmesi gereken evde uyandığında bir anlığına otel odasındaymış gibi hissetmişti. Çok renksiz bir evdi halasının tuttuğu ev ve Rose belki de tüm hepsi bundan dolayı buraya alışamıyordu.
Sabah kalktığında tek yaptığı şey yana uzanıp telefonuna baktığında saatin sekizi biraz geçtiğini gördü. Muhtemelen okula geç kalacaktı ama bunu sorun etmiyordu çünkü hiçbir derse girmeyi düşünmüyordu. Tek yapması gereken oraya gitmek, Jungkook'un telafi sınavı bitene kadar onu beklemek daha sonra da sosyal güvenlikten aldıkları randevuya gitmekti.
Artık bir karar vermeleri gerekiyordu ki aslında Rose bunu en başından beri biliyordu.
Çok insanla konuşmuştu. Halasını aramış, bunu defalarca Jisoo ile konuşmuş, hatta isimsiz bir şekilde internet sitelerinde çözüm aramıştı ve her ne kadar vicdanen kendini kötü hissedecek olsa da yapması gereken bir şeyi biliyordu.
O daha on altı, Jungkook ise on yedi yaşındaydı. Ne kızın ailesi ona sahip çıkıyordu, ne de Jungkook'un ailesinin bebeğe bakabilecek kadar geliri ya da gücü vardı. Sırf Rose gelecekte vicdan azabı çekmesin diye bunu yapamazdı. On altı yaşındaydı ve o bir bebeğe bakabileceğini düşünmüyordu, zaten on sene önce o da bir bebekti düşününce. Bebeğinin en iyilerine sahip olmasını istiyordu. En iyi okullara gitmesini, istediği tüm etkinlikleri yapabilmesini ve hala ergenlikte olan iki insan tarafından büyütülmemesini.
Eli şişmiş karnına okşarken sabahın köründe düşündüğü tek şey de buydu bu yüzden. Alt dudağını ağlamamak için dişliyor, Fasülye'nin iyiliğini düşünüyordu. Jungkook'la bu kararı vermişlerdi, bebek için en iyisi buydu.
Sabah bulantıları ona bir aydır uğramadığı için yavaşça ayağa kalktı. Hiç yemek yiyesi yoktu bu yüzden Sooyoung'ın ona hazırladığı kahvaltıdan etmeyecek, bir sürü söylenme işitecekti. Sooyoung Rose'nin yeme alışkanlıklarına her daim laf söylüyordu ve çok da haksız sayılmazdı. Roseanne düzensiz besleniyordu.
Genç kız odanın içinde birkaç adım atıp dolaba iliştiğinde yeni uyandığı için bir refleks edasıyla gözlerini de ovuşturuyordu. Derin bir nefes vermiş, giyecek bir şey arıyordu. Artık koca bir göbeği olduğu için her şeyi kendine o kadar yakıştırmıyordu ki ne giyeceğini umursamıyordu. Zaten güzel gözükmeyecekti.
Eline ilk gelen gri sweat ve siyah eşofman altını alırken hamile olmaktan bir kez daha nefret ettiğine karar verdi. Çıkarttığı kıyafetleri giymiş, doğal rengine döndürdüğü koyu saçlarını tepeden bir atkuyruğu toplamıştı. Ne yazık ki makyaj yapmakla uğraşamayacaktı çünkü hiç ama hiç enerjisi yoktu.
Aynaya baktığında sıfır hayat enerjisinin olduğu bugün için iyi bile bir kombin yaptığını düşündü. Sadece bıkkın bir nefes verdi ve adımlarını salona doğru yönlendirdi. "Selam," dedi çoktan uyanmış ve hazırlanmış kuzenine. "Selam," dedi Sooyoung yaptığı pankeki dürüm yapmış mutlu mutlu yerken. Siyah bir mom jean üstüne beyaz bir crop giymişti. "Bugün yine fazla mutlusun.".
Rose somurttu. Bazen sadece tersinden kalktığı günler oluyordu ve her şey ona çekilmez geliyordu. "Dün seni duydum," dedi Sooyoung açtığı televizyon programını izlerken kuzeniyle konuşuyordu. "Sanırım sevgilinle konuşuyordun, gecenin bir yarısı.".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
out of order || rosekook. ✔️
FanfictionRoseanne Park Chaeyoung on altı yaşında hamile, evsiz ve beş parasızdı.