Rose pazartesi günü okula gitme gücünü kendinde bulamıyordu. Şimdi binlerce soru ve alayla karşı karşıya kalacaktı. Lise öğrencilerinin en sevdiği şey düşene bir tekme daha atmaktı sonuçta.
Yeonjun okulu asmış, Jungkook dışında bütün kardeşler de erkenden okula gitmişti. Rose bilerek oyalanmıştı, o binada ne kadar az durursa onun için en iyisiydi. Jungkook onu gereksiz bir şekilde cesaretlendirmeye çalıştığından kızın kendi başına evde durmasına izin vermiyordu.
Roseanne yaylana yaylana okul yolunu yürürken kenarda gördüğü parkla durdu "Jungkook bak ne kadar güzel bir yer," dedi çenesiyle parkı göstererek. Güzel olduğu falan yoktu, eski püskü bir oyun parkıydı işte "Gidip otursak mı?".
Jungkook bıkkın bir şekilde kafasını iki yana sallarken Roseanne'i kolundan çekiştirmişti "Sonsuza kadar kaçamazsın, eninde sonunda o okula gireceksin.".
Sonsuza kadar kaçamayacağını biliyordu ama en azından elinden geldiğince çok kaçabilirdi. Belki bu senesini açıktan okurdu, böyle hayalleri vardı. "Biraz hızlı ol Rose," dedi Jungkook sanki Roseanne'in annesiymiş gibi "Geç kalmak istemezsin.".
Aslında Roseanne geç kalmayı çok isterdi.
xxx
Roseanne'in okul günü beklediğinden sorunsuz geçiyordu. O parmakla gösterilip kahkahalarla gülüneceğini düşünürken, insanlar sadece onu görünce arada bir kendi aralarında fısıldaşıyordu. Eh, bununla başa çıkabilirdi.
Son derse girmeden önce abisi Chanyeol ve Chanyeol'un sevgilisi Soojin'le dışarıdaki banklardan birinde oturuyordu. Rose'nin Soojin'le bir alıp veremediği yoktu. Dürüst olmak gerekirse biraz sürtüğümsü olduğunu düşünüyordu ama abisi mutluysa kızın sürtüğümsü olması Rose'yi çok da ilgilendirmiyordu.
Soojin asla çorap giymediği -ki Rose bu kız üşümemeyi nasıl başarıyordu asla anlayamazdı- bacaklarını Chanyeol'un bacaklarının üstünden uzatmışken büyük halka küpesiyle oynuyordu. "Çok sorun çıkartıyorlar mı?". Tabii ki okul nüfusunun geri kalanı gibi Soojin de Rose'nin hamile olduğunu biliyordu. Rose şaşırmış mıydı? Oh, tabii ki hayır.
Basitçe kafasını iki yana salladığında Soojin'le çok ilgilenmiyordu çünkü gözleri arka bahçede elindeki sopasıyla yürüyen Baekhyun'a takılıydı.
Geçen akşam Baekhyun Chanyeol'ün üstüne fazlasıyla gitse de Chanyeol'ün ona bir şey yapmadığına inanamıyordu Rose. Bütün akşam Baekhyun'un suratında dayak yediğine dair bir iz aramış ama bulamamıştı. Kendini tam gerçekten dayak yemediğine inandırmıştı ki Baekhyun tekrardan sopasını almıştı.
"Abi,".
Chanyeol kardeşi ona seslendiğinde saçlarıyla oynayan Soojin'in ilgisinden bunalsa da belli etmeden "Efendim?" diye cevap verdi.
Rose "Bana verdiğin sözleri tutuyor musun?" diye sorduğunda abisi yerinden kıpırdandı. "Evet, ne oldu?". Rose omuz silkti. "Hiç, merak ettim." dese bile altında bir şey olduğunu düşünüyordu çünkü Chanyeol garip bir şekilde gergindi.
Zilin çalmasıyla bahçedeki herkes yavaş yavaş içeriye doluşurken Rose de ayaklandı. Sınıfındaki aptalların suratını son kırk dakika daha görecekti o kadar, sonra geri kalan gününde mutluydu.
Dersleri biyoloji olduğundan laboratuvara doğru ilerledi. Yeni bir projeye başlayacaklardı ve bu dersi sevdiğinden az da olsa merak ediyordu. Okul hayatını çekilebilir kılmak için böyle projelere ilgiyle yaklaşırdı.
Laboratuvara girdiğinde Jungkook çoktan masaya geçmiş, hatta uyuklamaya bile başlamıştı. Rose, genç çocuğun yanına oturduğunda kolunu dürtükledi. "Ssh, uyuma.".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
out of order || rosekook. ✔️
FanfictionRoseanne Park Chaeyoung on altı yaşında hamile, evsiz ve beş parasızdı.