Bölüm 14

129 9 0
                                    

Sonunda kamp alanına varmıştık. Otobüstekilerin kimisi, otobüsün bagajından kendi eşyalarını çıkartıp yere sıralıyordu kimisi ise çadırları kurmaya çalışıyordu. Ben de Yağız ile arabanın bagajından sakin sakin eşyaları çıkartırken, bagaja yaslanıp kollarımı birbirine geçirerek Yağız'a bakmıştım;

"Bizim Çadırımız yok" diye moralim bozulmuşçasına konuşmuştum.

Yağız arkasına dönüp, bana bakarak ellerini bacağına vurup;

"Her şeyi okul karşılıyor demedin mi sen? Ben de bir şey getirmedim"

"Sen ciddi misin?"

"Evet, Defne ciddiyim"

"E nerede kalacağız?"

"Araba da kalırız artık başka seçenek yok"

"İnanamıyorum sana Yağız ya " demiştim çok sinirlenmiştim.

"Gel bir etrafa bakalım belki fazladan çadır buluruz"

"Ne saçma bir fikir o öyle"

"Ya of be kızım hep mi olumsuzsun sen. Gel bakalım işte"

Ayağımı yere hızla vurup "Tamam" demiştim dişlerimi sıkarak. Yağız eşyaları alıp "Hadi" diyerek işaret etmişti.

Yürümeye başlamıştık. Her atılan adımda söyleniyordum. Yağız da bir o kadar sakindi. Çadır kuran arkadaşları görüp;

"Buna sor" dediğimde, hemen;

"Bunlarda yoktur ilerleyelim biraz" deyip duruyordu.

Biraz kalabalıktan uzaklaşmıştık ve Yağız'ı durdurup;

"Nereye gidiyoruz yeter artık bundan sonra kimse yok kalabalıktan uzaklaştık bildiğin göl kenarı burası"

"Tamam, geldik işte bak burada çadır varmış"

"Nasıl yani... Buraya kim çadır yapar ki. Hem Çadır mı bu? Ev gibi" dediğimde Yağız gülerek eşyaları yere bırakmıştı.

"Ya Defne halen anlamadın mı?"

"Neyi anlamadım mı Yağız" dediğimde anlık bir durup gözlerimi iyice açarak;

"Yoksa sen" diyerek ağzım açık kalmıştı.

"Çok hafife alıyorsun beni"

"Sen buraya önceden geldin mi yani?"

"Hayır gelmedim"

"Ee o zaman?"

Derin bir nefes almıştı Yağız ve eşyaları eline alıp bir şey demeden çadırın içine girmişti. Bana içeriden bakıp;

"Orada durmak güzel geldi ise dura-bilirsin" diyerek imalı konuşunca hızla çadırdan içeri girmiştim. Ağzım açık kalmıştı çadırın içine bakıyordum.

"Yağız bu çok abartı hem de baya baya... Hocalar görse ne olacak"

"Ya kim ne diyebilir bana Defne, sen de beni gerçekten hafife alıyorsun. Tamam, sana karşı belki çok iyimser olabilirim ama iyi biri değilim bunu kaç sefer daha anlatmam lazım? Unutuyor musun yoksa inanmıyor musun? Yapamayacağım hiç bir şey yok, üstelik konu sen olunca"

Bir şey diyememiştim o an, tuhaf hissetmiştim kendimi. Bu çadır... Çadır denmezdi aslında ev gibi bir şey muhteşem...

"Kim yaptı bunu"

"Benim bir kaç elemana söyledim onlar halletti"

"Adamların yani öyle mi? "

"Adamlarım yani" diyerek dişlerini sıkarcasına cevap vermişti.

Teşekkür etmek için cümle bulamamıştım ve içimden ona sarılmak gelmişti. O bir şeyler ile uğraşır iken arkasından boynuna sarılıp tatlı bir ses tonu ile teşekkür etmiştim. Benim bu tavrıma şaşırmış olacak ki, elimi tutup yavaşça bana dönerek ayağa kalkmıştı elimi nazikçe okşayıp öpmüştü, gözlerini benden ayırmadan tüm çekiciliği ile;

"Sen mutlu olduysan sorun yok" demişti.

Yüzüm kızarmıştı elimi ellerinden çekip yavaşça arkamı dönmüştüm. İlk içeri girdiğimde tam olarak fark etmemiştim oysaki şimdi tekrardan bakınca ağzım açık kalıp, parmağım ile yatağı göstererek konuşmaya alışıyordum. Yağız tek kaşını havaya kaldırıp karşımdaki ufak dolaba yaslanarak benim konuşmamı tebessüm ederek bekliyordu.

"Yağız burada bir tane yatak var"

"Ee ne olmuş yani"

"Nasıl ne olmuş Yağız, olmaz yan yana mı yatacağız"

"Ben bir tek sen yatakta yatarsın diye düşünmüştüm ama yan yana yatmayı istiyorsan sorun yok" diyerek göz kırparak gülmüştü.

"Ya ne alaka ben istiyormuşum, hem sen nerede yatacaksın o zaman " dediğimde Yağız yavaşça yanıma yaklaşıp;

"Aslında yan yana yatmak fena fikir değil " diyerek belimden nazikçe tutup kendine çekmişti, karşı koyulması imkansız bir andı şuan ellerim ile omuzuna yavaşça dokunmuştum onu geri ittirmek istiyordum ama bir şey engel oluyordu sanki, Yağız başını yavaşça eğip dudağıma usulca öpücük bırakmıştı, ellerimi boynuna sarıp ona biraz daha yaklaşınca, Yağız kısa bir gülümseme ile belimden sıkıca tutup öpmeye devam ediyordu ve bende karşılık veriyordum bu sefer, ellerini yavaşça aşağıya doğru indirecek iken dışarıdan bir ses gelmişti.

Hızla Yağız'ı ittirip üzerimi düzeltmiştim ve ikimizde çadırdan dışarı çıkmıştık. Çadırdan çıkmamız ile birlikte karşıdan gelen Gökhan'ı görmüştük.

"Hay ben böyle işin" diyerek kendi kendine söyleniyordu Yağız. Onun bu haline içten içe gülüyordum. Gökhan yanımıza gelip;

"Ya seni göremeyince merak ettim, oha çadır mı lan bu " diyerek hızla içeri-ye bakmaya gitmişti ki Yağız tekrardan söylenmeye başlamıştı.

O sırada ise Gökhan'a biri seslenmişti ve Gökhan yanımızdan ayrılacak iken bana bakıp göz kırpmıştı ve koşarak yanımızdan giderken bana bir şeyler söylüyordu;

"Yine geleceğim Defne"

GEÇMİŞİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin