Bölüm 33

124 8 0
                                    

Nikâh kıyalı bir hafta olmuştu. Evlendiğimizden daha ailemin ve Mert'in ailesinin haberi yoktu doğru zamanı bekliyorduk, yavaş yavaş söylemeliydik. Davranışlarımız ile âşık rolü yapmalıydık ki bizim fazla çaba sarf etmemize gerek kalmamalıydı. Bir hafta boyunca Mert iki üç kez bize gelmişti, şu anlık her şey yolunda idi. Bu akşam ise Belgin teyze ve Mert yemeğe bize gelecekti en uygun zaman bu idi. Ailelerin kaynaşması, bizim yakınlaşmamız ve ailelerin bu duruma dikkat çekmesi...

Salonun koltuğunda uzanıp televizyon izlerken, telefonum çalmıştı. Arayan Mert'ti;

"Alo Defne"

"Mert, nasılsın?"

"İyiyim Defne sen nasılsın?"

"İyiyim teşekkür ederim, Defne ben bu akşam için fazla heyecanlıyım"

"Ben de, Umarım her şey yolunda gider"

"Umarım."

Bir sessizlik olmuştu telefon kulağım da öylece beklerken;

"Oldu o zaman Mert, akşam görüşürüz"

"Tamam görüşürüz" diyerek telefonu kapattığımız da televizyonun kumandasına uzanıp müzik açarak yattığım yerden kalkıp annemin yanına, yatak odasına geçmiştim.

"Anneciğim, müsait misin?" diyerek kapıyı tıklatmıştım.

"Evet, kızım, girebilirsin" dediğinde içeri girip yanına uzanmıştım.

"Anne akşama misafirlerimiz var"

"Kim, kimler geliyor?"

"Mert ve annesi"

"Öyle mi, buyursun gelsinler"

"Tamam o zaman" diyerek hızla yatak-tan kalkıp odama geçmiştim. Mert'lerin gelmesine 2 saat kalmıştı ve ben akşam ne giyecektim daha karar vermemiştim. Kırmızı mini olmasına rağmen yırtmaçlı elbisem mi?, yoksa siyah boyundan bağlamalı elbisem mi?..

"Bunu yaptığıma inanamıyorum" diyerek kendimi anlık silkeleyip kırmızı elbisemi elime almıştım.

"Fazla mı açık acaba? Yâda fazla seksi? "

Elimde elbiseye bakarken;

"Aman ne olacak sanki" diyerek üzeri-mi çıkarıp elbiseyi giymiştim.

"İnanmıyorum, ilk aldığım zamana göre kilo almışım" diyerek aynanın önüne geçip kendime bakarken elbisenin vücuduma tam oturduğu, göğüs ve kalçalarımın dikkat çekmesi...

Aslında hoştu. Evet, bunu giyecektim.

Saçlarımı açıp taradıktan sonra maşayı elime alıp saçlarımın uçlarına hafif dalga vermeye başlamıştım. Saçlarım yeni yeni uzuyordu, tam göğüs hizamda olan sarı saçlarım dalgalanınca, elbise ile uyumu daha da artıyordu.

Saçlarımın uçlarını hızla dalgalandırıp makyaja geçmiştim. Fondötenimi sürüp, kirpiklerime yoğun bir maskara sürerek koyu kırmızı rujum ile makyajımı da bitirmiştim. Makyaj masamda ki çekmece de Mert'in yaklaşık 10 sene önce aldığı kelebek figürlü gümüş kolyeyi kutusu ile birlikte elime alıp masanın üzerine koyarak, kutunun ağzını açıp kolyeyi elime almıştım. İlk gün ki gibi duruyordu hiç kararmamıştı. Boynuma takıp aynaya bakarak;

"Bu güne nasipmiş" diyerek kutunun ağzını kapatıp çekmeceme koyarak odadan çıkmıştım.

Annem kapı da babamı karşılar iken ikisi beni görür görmez şaşkınlık ile bakıyorlardı.

"Düğün mü var kızım?" diyen babama tebessüm edip;

"Hayır, Babacığım, Mert ile annesi gelecekte. "

"Hım. Şu bizim oğlan"

"Aynen" diyerek gülmüştüm. Mert zaten aileden biri olmuştu kaç senedir. Zaman geçtikçe heyecanım artıyordu Mertlerin gelmesine çok az kalmıştı.

"Anne yemekte ne var?"

"Et sote, ızgara tavuk, salata, ıspanaklı börek, sarma"

"Ne ara yaptın anne bunları" diyerek ağzım açık kalmıştı.

"Sen odadan çıkana kadar yaptım "

"Gerçekten bir şey diyemiyorum"

"Sarmayı sabah yapmıştım zaten"

"Hım öyle desene, bende nasıl yaptın da oldu dedim"

"Ev ile alakan yok ki kızım"

"Laf sokma anne ya" diyerek gülmüştüm. Babam da aramızdan hızla geçip;

"İki hanımın arasında kalmak istemem" diyerek salona geçmişti.

GEÇMİŞİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin