MERT'İ BULMA ÇABASI

165 9 0
                                    

Grubun yanına geldiğimde hepsi bana imalı imalı bakıyorlardı. Durup bakarak kaşımı kaldırmıştım;

"Ne? Ne diye öyle bakıyorsunuz?"

Hepsinin yüzünde muzip bir gülümseme belirmişti "Hiç ." diyerek kafalarını aşağıya eğmişlerdi.

Banka Gökhan'ın yanına oturmuştum, arkama yaslanıp çantamı bacağımın üzerine koymuştum. Gökhan kolunu omzuma atarak;

"Günaydın kardeş güzeli"

"Günaydın"

"Hayırdır öyle Yağız filan, bilelim yani" diye göz kırpıp gülmüştü. Gökhan'ın karnına dirseğimi geçirip "Gökhan!" diye dişlerimi sıkarak gülümsemiştim.

"Ah! Tamam, tamam" diyerek kahkaha atıp omzuma attığı kolu ile beni kendine çekerek saçımı dağıtmıştı.

"Gökhan seni gebertirim!" diye gülüp arkama yaslanmıştım. Bir an Deniz'e, Mustafa'ya ve Kaan'a bakıp tekrar Gökhan'a dönmüştüm.

"Gökhan senin ile bir şey konuşmam gerek"

"Tamam, gel uzaklaşalım istersen"

"Olur" ayağa kalkıp bizimkilerin anından biraz uzaklaşmıştık. Bahçe duvarının önüne yaslanıp konuşmaya başlamıştım.

"Gökhan, Mert'ten halen haber yok"

"Farkındayım beni de aramadı"

"Ya aslında. Yağız ile kavga ettiği günü hatırlıyorsundur. Kavga etmeden önce sana akşam buluşalım demişti"

"He. Evet"

"İşte onu soruyorum buluştunuz mu o akşam ?"

"Hayır buluşmadık. O gece bana mesaj atmış sadece - gelmene gerek yok. İptal- yazmış daha sonra aramama ve mesaj atmama rağmen geri dönüş yapmadı"

"Hey Allah'ım ya, bu Mert hiç böyle yapmazdı"

"Aynen." dediğinde susup öylece kalmıştık. Saçlarımı kulağımın arkasına geçirip başımı kaldırarak;

"Ya Gökhan tekrar mı arasan ya, Merak ediyorum nerede nasıl diye."

"Tamam, arayayım." derin bir nefes alıp vererek telefonunu çıkarmıştı Mert'i rehberde bulup arıyordu.

"Çalıyor" diye sessizce haber vermişti. Başımı sallayıp onaylamıştım. Uzun bir çalmanın ardından telefonu kulağından çekip;

"Açmadı."

"Of gerçekten içimde kötü bir his var Gökhan, Ya Mert kin yapan biri de değil ki sessiz kalıp plan yapıyor diyeyim. Yani neden bu kadar sessiz kaldı, nerede bu çocuk kafayı yiyeceğim..."

"Tamam, sakin ol Defne. Tekrar arayayım sonra adresini bulursak evine gideriz okul çıkışı evde mi değil mi bakarız"

"Ben evini biliyorum ama o zamanlar ona sinirli ve kırgın olduğum için gitmedim. "

"Tamam, o zaman biliyorsan gidelim evine telefon ile olacak iş değil bu, demek ki o da sana kızgın ve kırgın"

"Bilmiyorum Gökhan ya"

"Ya Defne. Bilmiyorum diye bir şey yok. Mert ne yaptı ise seni korumak için yaptı, o kötü zamanlarında hep Mert vardı senin yanında bir tek o, biz bile olamadık yanında doğruya doğru şimdi "

"Haklısın... "

"Haklıyım tabi. Ya sizin aranızda ki bağ çok kuvvetli Defne böyle yapmayın üçüncü kişiler için değmez anladın mı beni. Seni geçmişte o hale getiren Yağız idi psikolojin alt üst olmuştu okula gelmiyordun, dışarı çıkmıyordun, telefon kullanmıyordun yemek bile yemiyordun ya. Seni tekrar ayağa kaldıran Mert oldu bunu unutma"

"Biliyorum. Okul çıkışını beklemeye gerek yok. Gel şimdi gidelim bakalım"

"Şimdi mi? Olur tamam"

Hızla grubun yanına uğrayıp acil gitmemiz gerektiğini söylemiştik. Deniz yanıma gelip kolumdan nazikçe tutarak;

"Nereye Defne, Bir şey mi oldu?"

"Yok, önemli bir şey canım benim hemen geleceğiz zaten" dediğimde ne olduğunu anlamadığım bir şekilde Deniz bana sarılmıştı bende şaşkınlıkla ona yavaşça sarılıp; "Deniz?"

"Sen benim tek kız kardeşimsin bunu unutma Defne"

"Sende benim kız kardeşimsin canım benim unutur muyum hiç... Ama ne oldu bir an da böyle? Sen iyi misin?" dediğimde bana bakıp tebessüm ederek;

"İyiyim. " elimi tutup " Hadi siz gidin ama çabuk gelin " başımı onay verir gibi sallayıp Gökhan'ın yanına gitmiştim yavaşça yürüyorduk;

"Gökhan, Deniz'in nesi var?"

"Nasıl yani?"

"Gördün işte sarıldı bir an da, sen ben-im kız kardeşimsin filan dedi durduk yere ama"

"Annesi ile babasının arası bir kaç gün-dür kötü imiş, bir de tek çocuk ya ondan demiştir ya üzgün ya o yüzden"

"Hadi ya. Bilmiyordum"

" Bizim grupta normal insan yok ki. Biri kavga eder ortadan kaybolur, biri bir var bir yok zaten, öbürünün hayatı anormal. Sıra bize gelecek diye korkuyorum valla" diye gülümsemişti.

" Ay tövbe de " diye gülerek karşılık vermiştim.

Sessizce arabalara doğru yürüyorduk. Gökhan'ın arabasına binip okulun dışarısına çıkmıştık. Ana yola çıkmadan kenarda durup;

"Adresi söylemeye niyetin yok galiba halen"

"AA pardon unuttum" diye elimle ağzımı kapatıp gülmüştüm.

"Ben sana tarif edeceğim sen ana yola çık caddenin sonuna kadar düz git sonra sol yapacaksın, oradan yine tarif ederim"

"Tamamdır"

***


GEÇMİŞİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin