Yağız ile ilk karşılaşma

916 17 6
                                    

Cadde üzerinde okula yakın henüz kimsenin olmadığı sessiz sakin bir yere oturmuştuk. Kahvaltılık tost ve çay söyleyip kahvaltımızı yapacaktık.

Siparişler geldiğinde bizde tostlarımızı muhabbet eşliğinde sonlandırıyor iken yüksek sesli müzik ile lüks bir araba hızla kafeteryanın önünden geçmişti.

"O Yağız'ın arabası değil miydi" dedi Deniz bir tebessüm ile bana bakarak.

"Bilmiyorum ki" hiçbir şey olmamış gibi peçete ile dudak kenarlarımı silerken.

Hesabı ödeyip kafeteryadan çıkmıştık. Arabaya binip okula doğru gidiyorduk içimde ki heyecan git gide artıyordu.

Okul ile kafeterya yakın olduğu için çabuk varmıştık, arabadan iner inmez gözüm hemen Yağız'ı arıyordu. Okul bahçesi kalabalıktı herkes grup şeklinde bahçede oturuyordu.

"Acaba nerede? Diye kendi kendime konuşurken onu görmüştüm. Arabasının önüne yaslanmış arkadaşları ile sohbet ediyordu tüm kızların gözü ondaydı. Deniz ile saniyelik bir bakışmamız olmuştu;

"Güzelsin güzel" deyip göz kırparak gülmüştü.

Buradan hemen kaçıp gitmek istiyordum, elim ayağım titriyordu ve göğsümde bir çarpıntı oluşmuştu.

Deniz ile bizim gruba doğru yürümeye başlamıştık. Bu okulda herkesin bir grubu vardı ve eğer okulda bir grup oluşmuşsa ve o grupların belli bir yerleri var ise oraya başka bir grup gelip oturamazdı bizim okulun kafası böyle işliyordu.

Hızla yürürken son kez bakmak istemiştim ki anlık bir göz göze gelmiş bulunmaktaydım.

"Allah kahretsin!"

"Ne oldu?"

"Göz göze geldik, Deniz çabuk hemen grubun yanına gidelim!"

"Sanırım çok geç, çünkü o buraya hızla geliyor "demişti sessizce.

"Ne! Sen Ciddi misin!" dememe kalmadan;

"Defne" dedi yağız.

Arkamı yavaşça dönüp "AA... Merhaba Yağız" zoraki bir gülüş ile.

"Seni seneler sonra tekrardan görmek çok güzel, çok ta güzel olmuşsun"

"Teşekkür ederim" başımı önüme eğip ellerime bakıyordum titriyordu, yakından gözlerine bakamıyordum hatta yüzüne bile bakamıyordum çünkü çok yakışıklı idi.

Hızla başımı kaldırıp "Şey... Biraz acelem var gitmem gerek"

"Ooh.. Tabi pardon" dedi elini ensesine götürüp... Çok yakışıklıydı ilk gün ki gibi, hiç değişmemişti rüzgâr ile burnuma gelen o kokusu mükemmeldi.

Hızla bizim o meşhur grubun yanına gitmiştim. Okulun en sessiz en güzel yeri bizim grubun olduğu yer idi. Aslında okulda tek en iyi 2 grup vardı birinci bizim grup, ikinci Yağız 'ların grubu.

Grubun yanına geldiğimde, bankta oturan Mustafa bana dikkatlice bakıp;

"Ne dedi o sana?" hemen yanına oturup Mustafa' ya bakmadan;

"Hiçbir şey" demiştim ama ben bakmasam da Mustafa' nın bana bak-tığını hissediyordum,

"Hiç bir şey? Öyle mi?" dedi sessiz ve baskın bir ses ile. Başımı sallayıp yavaşça ona baktım;

"Evet, Mustafa hiç bir şey"...

Mustafa ile sessiz sessiz konuşurken karşımda oturan Mert aşırı cool tavrını bozmadan;

"O Yağız ile konuşmayacaksın!"

"Ya çok abarttınız bence" sinirlenmiştim.

Ortamın gerildiğini gören Gökhan yerinden hızla kalkıp;

"Hadi kardeşler ilk derse girdikten sonra bowlinge kaçalım"

Karşılıklı olan banklarda herkes birbirine bakıp duruyordu kimseden ses çıkmayınca Mert cevap vermişti;

"Ne bowlingi olum saçma saçma konuşma"

Mert'in cevabına bozulan Gökhan, Mert'in dediğini alaycı bir tavırla tekrar etmişti.

"Gökhan!" yandan yandan keskin bir bakış atmıştı Mert.

"Ya... Mert, gidelim ne olacak ki?" Mert'i ikna etmeye çalışıyordu Deniz ama ben pek gideceğimizi sanmıyordum. Banktan kalkıp;

"Ben derse gidiyorum" diyerek yavaşça yürümeye başlamıştım ki arkadan Mert seslenmişti;

"Bekle! Hep beraber gidelim"

Ayağa kalkıp yanıma gelmişlerdi 6 kişi okulun bahçesinden sınıfa doğru gidiyorduk herkesin gözü bizdeydi. Grup olarak kendi içimizde ne kadar doğal ve samimi olsak ta özellikle grubun erkekleri dışarıya karşı aşırı soğuk ve tehditvâri görünüyordu.

Tam üniversitenin iç kapısından içeriye girecektik ki, Yağız ile göz göze gelmiştim yine ama hızla başımı çevirip içeriye girmiştim.

Sınıfta duvar kenarı arka bölümler bizim idi. Ben Mert ile en arkada oturuyordum hemen önümüzde Deniz ile Gökhan, onların önünde ise Mustafa ve Kaan vardı.

Ders henüz başlamamıştı bizde kendi aramızda gülüp eğleniyorduk. Hoca içeri girmişti pek kimse ilgilenmiyordu bende telefonda İnstagrama dalmıştım. Hoca o sırada;

"Gençler yeni bir arkadaşınız var, gel evladım içeri" dediğinde başımı telefondan kaldırıp tam karşıma baktım ve gördüğüm görüntü karşısında şok oldum.

"Yok artık daha neler" diye ağzım yarı açık bakar iken, Mert elini masaya hızla vurup;

"Bunun bu sınıfta ne işi var!"

Mert ' in kolunu yavaşça tutup;

"Tamam, sakin ol"

"Neye nasıl sakin olayım bilerek yapıyor!"

"Biliyorum Mert ama sen böyle sinirlendiğinde o amacına ulaşıyor istediği bu zaten"

"Benim amacım seni korumak Defne."

"Biliyorum, anlıyorum ama bu kadar sinirlenmeni istemiyorum... Lütfen"

"Ağzını burnunu kırmadığıma dua et onun"

Daha fazla bir şey söylemek istememiştim konu ne kadar uzar ise o kadar sinir olacaktı çünkü Mert.

"Neyse" diyerek susmuştum.



***KİTABIMI TEKRARDAN DÜZENLİYORUM ARKADAŞLAR, WATTPAD'DE Kİ GİZLİLİK SORUNU YÜZÜNDEN KİTABI YAYINDAN SİLMEK ZORUNDA KALMIŞTIM, FARKETTİM Kİ DÜZELMİŞ VE GERİ YÜKLÜYORUM. 6 BİN OKUYUCUM VARDI VE TEKRAR EN BAŞTAN BAŞLAMAK ÇOK ÜZÜCÜ. UMARIM AYNI DESTEĞİ VE İLGİYİ SİZLERDEN GÖRÜRÜM. ♥ HERHANGİ BİR YANLIŞ GÖRÜRSENİZ KUSURA BAKMAYINIZ*** 

İnstagramdan takip etmek için :  haticeduzgunofficial

İnstagram'da, hikayemden bir bölümümü beni etiketleyerek paylaşan kişileri, bende hikayemde paylaşacağım :) 

GEÇMİŞİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin