Bölüm 16

129 9 0
                                    

Yağız etleri pişirmeye devam ederken, ben de Yağız'ın almış olduğu yeşillikler ile salata yapmak için dışarıda Yağız'ın hemen arkasında olan masaya oturmuştum.

Bir yandan salatayı yaparken bir yandan da Yağız'ı izliyordum. Kasları çok belli oluyordu, giymiş olduğu gömlekten sanki kasları fırlayacaktı. Ona dalıp bakarken Yağız bir anda arkasını dönünce bıçak bir anda elimden kayıp parmağımı kesmişti, o anın acısıyla da bağırmıştım.

Yağız ne olduğunu anlamadan hızla yanıma gelmişti

"ne oldu? "

"Parmağım çok acıyor, parmağımı kestim" neredeyse ağlayacak bir ses ile parmağımı tutarak Yağız'a gösteriyordum.

"Tamam, sakin ol bir şey yok ufak bir kesik sadece "

"Ama çok acıyor"

"Gözlerin bende değil de salatada olsaydı kesmezdin mızmızlanma"

"Senin arkanda da mı gözün var"

"Neyse... Ben hallederim bunu da, sen git parmağını sar"

Yağız'ın parmağını sar dediğinde bir moralim bozulmadı diyemem, onun sarmasını beklerdim ama o da haklı benim aptallığım sonuçta.

İçeriye girip çantamdan ufak bir peçete alıp parmağıma sarmıştım ve dışarıya çıkıp masaya Yağız'ın yanına usulca oturmuştum.

Yağız hafifçe başına bana doğru çevirip "sardın mı" diye sormuştu başımı onaylarcasına yavaşça salladıktan sonra "sardım" diyerek elimi hafifçe yukarı kaldırıp sarmış olduğum parmağı göstermiştim.

Yağız da o sırada salatayı bitirmişti, masadan kalkıp etlerin pişip pişmediğine bakmıştı.

"Bunlarda tamam" dediğinde etleri tabağa koyup masaya gelmişti.

Ben de masada çatal bıçakları ve salatanın sosunu hazırlarken o sırada Yağız "bir dakika" diyerek içeriye girmişti arkasından içeriye doğru bakmıştım ki o sırada Yağız elinde iki kadeh ve bir şarap ile geri gelmişti.

"Nasıl yani?" diye ağzım açık kalmıştı.

"Ne nasıl" diyerek alaycı bir gülüm-seme vardı yüzünde şaşırıp kalmıştım.

"Ne zaman aldın, bu kadehler nereden çıktı"

"Gittim aldım Defne, ne bu her yaptığımı soracak mısın?"

"Ben. Ben. Şey merak ettim sadece"

"Neyse bu geceyi kimse bozamaz, bu gece bizim gecemiz"

Tekrar soru sormaya çekinmiştim hafif bir gülümseme ile başımı sallamıştım. Yağız ise o sırada kadehlere şarap koyuyordu.

Yemeğimizi yemiştik ama halen masada oturup sohbet ediyorduk. İçkiyi fazla kaçırmış olacaktım ki oturduğum yerde başım dönüyordu. Yaptığım veya da söylediğim hiç bir şey bana ait değildi sanki. Yağız ise bu halime hem gülüyordu hem de kıyamıyordu.

" İstersen yat uyu " dediğinde başımı sallayıp gülümseyerek yavaşça masadan destek alıp ayağa kalmıştım, o sırada Yağız da ayağa kalkıp masadakileri üst üste koyarak bir poşete koyuyordu.

Tam iki adım atacak iken başım dönmüştü, düşecek gibi olduğum da Yağız hemen hızla yanıma gelerek belimden sıkıca tutmuştu;

"Dikkat et" diyerek yavaş yavaş içeriye girmiştik.

Yağız beni yatağa oturmuştu ve omuzlarımdan usulca tutarak;

"Giyecek bir şey aldın mı yanına? "

"Ne gibi"

"Ne gibi olacak Defne, pijama filan"

"Bilmiyorum, çantam orada" diyerek gülüp çantamı işaret etmiştim.

Yağız da elini yavaşça bacağına vurup sessizce;

"Hey yarabbi nereden içtin sen o şarabı" diye kendi kendine söyleniyordu.

Çantamın yanına gidip fermuarını açtığında itina ile usul usul bakıyordu, bende daha fazla oturmaya dayanamayıp kendimi yatağa bırakmıştım.

Yağız'dan

Defne'nin bu kadar çabuk sarhoş olacağını düşünmemiştim, keşke içki hiç almasaydım onu bu halde görmek moralimi bozmuştu.

"Nerede bu çantada pijama!" içten içe küfürler ediyordum ki o sırada Defne'nin pembe pijamalarını bulmuştum. Pijamalarına biraz bakıp;

" bu kız hiç büyümeyecek" diyerek anlamsız bir şekilde yüzümde tatlı bir tebessüm oluşmuştu.

Sonra birden, nasıl oldu da ben bu hale geldim diyerek kendime kızmıştım ve kendi kendime söyleniyordum;

"Lan kendine gel bir pijamaya bakarak Aşk yaşıyorsun bu ne hal amk"

Olduğum yerde ayağa kalkıp arkamı döndüm ve "hayır ya" diyerek elimi saçıma atmıştım bir an.. Pijamaları tuttuğum elim istemsiz aşağı düşmüştü. Yapacak bir şey yoktu yavaş adımlar ile Defne'nin yanına gidip usulca yanına bırakmışım pijamaları, Defne'nin yüzüne uzun uzun bakıp elimi usulca yüzüne uzatmıştım işaret parmağım ile yüzünü okşamıştım.

Yanına usulca oturup uzun uzun bakmaya devam ettikten sonra Defne'ye bir kaç sefer seslenmiştim. Defne uyanmayınca ise üzerini benim değiştirmem uygun olmaz diye düşünüp tam kalkmıştım ki, Defne aniden elini uzatıp "gitme" demişti uykulu sesinle. Öylece ayakta durakalmıştım ve ne yapacağımı şaşırıp yanına oturmuştum tekrardan, Defne uykulu hali ile bir şeyler söylemeye devam ediyordu.

"Gitme yanımda kal" elimi bırakmamıştı.

"Tamam, merak etme buradayım" derin bir nefes almıştım.

"Beraber uyuyalım"

Defne'nin bu sözüne karşılık ani bir şaşırma yaşayarak, usulca onu rahatsız etmeden yanına sırt üstü uzanmıştım. Başımı ona doğru çevirip onu izliyordum. Yarım saat kadar onu izledikten sonra gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı ve bende uyuyakalmıştım.

GEÇMİŞİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin