"Ölü insanlar görüyorum, ölü olduklarını bilmiyorlar..."
***
Ambulansın gelmesiyle hastane bahçesi kısa sürede kalabalık olmuştu. Neredeyse bütün personel bahçede, olan biteni anlamaya çalışıyordu. Ben ise olayın şokunu hala atlatamamıştım. Banka oturmuş başımı öne eğmiştim. Çok geçmeden ambulans personeli binadan sedye ile Paul'ün cansız bedenini çıkarmıştı. Kalabalığın arasından geçip ambulansa bindiler.
Hastane görevlileri kalabalığı dağıtmaya çalışarak ambulansın hastaneden çıkmasına yardım ediyordu. Birkaç saniye içerisinde kapıdan çıkan ambulansın ardından içeriye polis aracı girdi. Binaya yaklaştı. Zaten meraklı olan kalabalık iyice toplanmaya başladı. Araçtan inen iki polis memuru binanın önünde hemşirelerle kısa bir konuşma yaptı. Başımı kaldırıp o tarafa doğru bakıyordum ki hemşirelerden biri parmağıyla beni işaret etti. Polisler bana doğru yürümeye başladı.
Şaşkınlık içinde ayağa kalktım.
"Bay Erwin."
"Buyurun memur bey."
"Size bir kaç soru sormamızın sakıncası var mı? '
"Şey. Hayır tabi ki. "
"Bay Paul Tulcis'den siz sorumluydunuz değil mi?"
"Evet."
"Bay Tulcis'in intihara meyilli olduğunu söyleyebilir misiniz?"
"Sanmıyorum."
"O zaman bunun bir cinayet olduğunu siz de kabul ediyorsunuz."
"Bir dakika. Henüz bir inceleme yapmadınız. Bunu bana sorarak doğruyu bulabileceğinizi mi sanıyorsunuz?"
"Otopsi yapıldıktan sonraki raporla sizden aldığımız bilgileri karşılaştıracağız."
"Benim bir şüpheli adayım var. Ben sorgulama için yanlış kişiyim."
"Bırakın da kimi sorgulayacağımıza biz karar verelim. Lütfen sorduğumuz sorulara cevap verin."
"Size cinayetin sorumlusunu bildiğimi söylüyorum ve siz bununla ilgilenmiyorsunuz."
"Bay Erwin. Siz bu hastanede çalışmaya başladığınızdan beri birkaç cinayet işlendi. Bunu biliyorsunuz. Ve ortada bir katil olduğunu iddia eden sizden başka kimse yok."
"Yani?"
"Yani, katilin sizin olduğunuzu düşünüyoruz. Bay Tulcis'le aranızda bir husumet olduğunu da biliyoruz."
"Bu saçmalık!"
"Henüz elimizde bir kanıt yok. Sizi alıkoyamayız. Ancak bakanlık kısa süre içinde buraya bir müfettiş atayacaktır."
"Siz neyden bahsediyorsunuz!? Ben katil değilim!"
"Herkes masumdur Bay Erwin. Suçu kanıtlanana kadar."
"Ben olay saatinde yemekhanedeydim. Yerinde olmayan bir kişi biliyorum. Müdür Fuber."
"Bu büyük bir suçlamadır Bay Erwin. Ne söylediğinize dikkat edin."
"Ne söylediğimi biliyorum!"
"Derdinizi müfettişe anlatırsınız. Şimdi izninizle."
Polisler hastaneden ayrılırken, kalabalık yavaş yavaş dağılmıştı. Odama doğru çıkmak üzere hareket etmiştim ki telefonum çaldı. Duraksadım. Telefonu açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE
Mystery / ThrillerBen kimim? Zihnimin en ücra köşesinde bile benliğime dair hiçbir şey yok. Her gün boş bir sayfaya kimliğimi ilmek ilmek dokuyorum. Tanrı'nın bana verdiği bu hediye yavaş yavaş sonum oluyor. Kendime yardım etmektense, benimle aynı kaderi paylaşan...