''Bazen siz ne yaparsanız yapın, olacaklar olur ve adalet yerini bulur.''
***
''Bu saçmalık!!''
''Lütfen sakin olun Bay Erwin.''
Sinirden ayağa kalkmıştım. Sesimi yükselterek konuşuyordum.
''Bu kadını buraya alamazsınız!''
''Kurul kararını verdi. Bayan Burns hastanemize giriş yapacaktır.''
''O hasta falan değil. O bir katil!''
Müdür ayağa kalktı. Elindeki kağıtları toparlarken cevap verdi.
''Polis gereken araştırmayı yaptı ve Bayan Burns'ün, kardeşi Bay Joel Burns'ü öldürmediği sonucuna vardı. Üzgünüm Bay Erwin. Böyle yaparsanız sizi uzun bir süre kuruldan uzak tutmam gerekecek. Şimdi izninizle.'' dedi.
Müdür odadan çıkarken tek yaptığım yumruğumu sıkmak oldu. Ardından kadına döndüm. Parmağımı uzattım.
''Sen bir katilsin!'' dedim.
Kadın bana dişlerini gösterdi ve hırladı. Hızla odadan çıktım. Bahçeye çıkıp kendimi banka bıraktım. Elimi cebime atıp sigaramı çıkardım. Yaktım. Sinirden nefes nefese kalmıştım. Matt peşimden geldi.
''Doktor Erwin. İyi misiniz?''
''Değilim Matt.''
''Sanırım hastaneye alındı.''
Hiç bir şey demedim. Sigaramdan bir nefes daha aldım. Matt konuşmaya devam etti.
''Bir şey yapacak mıyız?'' diye sordu.
''Ne yapabiliriz? Her şey ayarlanmış. Kadının Joel'a kötü davrandığını bilen kimse yok.'' dedim. Ardından durdum. Bir an düşündüm. ''Hayır, var. Biz biliyoruz.'' dedim.
''Ne? Nasıl?''
''Mektup Matt! Mektup!''
Matt birkaç saniye düşündü. Elini çenesine koydu. Ardından gözlerime baktı.
''Ah, Wilson'ın dediği kadar varsın Matt.''
''Wilson'ın hangi dediği?''
''Boşver.''
''Ne dedi o çatlak?''
''Seni seviyormuş.''
''Arkamdan mı konuştu?''
''Şey, teknik olarak yüzüne de söylüyor. Fakat asıl mesele senin anlamamanda.''
''Neyi anlamıyorum?''
Ayağa kalktım. Matt'in kolundan çekiştirdim.
''Hadi Matt. Odaya çıkalım.''
''Neyi anlamıyorum ben?''
''Unut gitsin Matt.''
Matt yürürken konuşmaya devam ediyordu.
''Gerçekten neyi anlamıyor muşum?''
''Wilson odada. Ona sorarsın.''
Merdivenlerden çıktık. Odamın kapısına geldiğimizde, Matt benden önce kapıya davrandı. Kapıyı açıp içeri geçti. Fakat bir an duraksadı.
''O çatlak eşyalarını kurcalamış.''
''Ne?''
İçeri girdim. Tüm çekmeceler açıktı. Her şey dağılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOBE
Misteri / ThrillerBen kimim? Zihnimin en ücra köşesinde bile benliğime dair hiçbir şey yok. Her gün boş bir sayfaya kimliğimi ilmek ilmek dokuyorum. Tanrı'nın bana verdiği bu hediye yavaş yavaş sonum oluyor. Kendime yardım etmektense, benimle aynı kaderi paylaşan...