-31-MEYUS

5.9K 537 341
                                    

Meyus:Üzgün, ümitsiz, karamsar

Selam👋

Ben geldim, hemi de yeni bölümle hemi de 6 bin küsür kelimeyle :))

Canım Senem'imin kitaplarına mutlaka bakmalısınız ➡️araftaacangunes

Keyifle okuyun, hoşça vakit geçirin 🖤

Keyifle okuyun, hoşça vakit geçirin 🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ve aşk; Bir saç teli kadar inceydi... Üstünde yürüyebilmek için;
Cambaz olmak değil,
Yürekli olmak gerekiyordu...

Cemal Süreya☘

Duyduklarımla yerime çivilenmiş gibi kaldım. Beni kandırmışlar mıydı yine? Diğerlerinin ne yaptığının bir önemi yoktu gözümde ama Araf… Her şeye rağmen affettiğim, yanında olduğum, bana dokunmasına izin verdiğim adam… Ruhu ruhuma, teni tenime yar olan adam… Yine mi arkamdan iş çeviriyordu?

Yaşadığım acı ve hayal kırıklığıyla gözlerim doldu. Yaşadıklarını anlatmamasını bir yere kadar anlayabilirdim. Ama hala arkamdan oyunlar çeviriyor oluşunu hazmedemezdim. Aptal yerine konmaktan, her inandığımda yeniden yanılmaktan bıkmıştım ve fazlasıyla yıpranmıştım. Sevdiğim adam her seferinde beni tehlikeye atamayacağını söylüyor ama kendi elleriyle itekleyerek düşmeme neden oluyordu.  Beni böyle kolay kandırabiliyorsa diğer sözlerine nasıl inanabilirdim artık? Beni gerçekten sevdiğine nasıl inanırdım? Mert, sözünün eri dediğim adam yalancının biriydi.

Dolan göz pınarlarım barikatlarını zorlasa da yaşların düşmesine izin vermedim ve omuzlarımı dikleştirip derin bir nefes aldım. Sonra hadi bir cesaret diyerek birkaç adım attım ve girişinde durarak benden aşağıda kalan salona baktım. Araf, Ertan ve Mira şöminenin hemen önünde bir üçgen oluşturmuşlar kendi aralarında konuşmaya devam ediyorlardı. Ta ki aşığı olduğum gözler beni bulana kadar…

Araf yönünü tamamen bana döndükten sonra gözleri hayranlıkla baştan sona beni inceledi ve dudakları hafifçe iki yana kıvrıldı. Ne diyebilirim ki? Çok iyi oynuyordu. Bir gülüşüne çok şey sığdırıyordu ve bu benim artık hoşuma gitmemeye başlamıştı. Bu kadar güzel gülmemeli ve kimsenin duygularıyla oynamamalıydı. Beni daha fazla aptal yerine koymamalıydı!

“Güzelim neden orada duruyorsun, gelsene buraya.”

Araf’ın seslenmesiyle diğerlerinin bakışları da beni bulurken ben gözleri üzerimde olan adama baktım sadece. Artık samimiyetine, sözüne inanmadığım adama… O nasıl bana güvenmiyorsa ben de ona güvenmiyordum. Bir şey demediğimi görünce gözlerini kıstı ve kaşlarını çattı. Sonra “Meva,” dedi baskın bir tonda.

“Bir sorun mu var güzelim?”

Ağlamamak için kendimi sıktığım için dudaklarımı birbirine bastırdım ama çenemin titremesinin önüne geçemiyordum. Bana doğru yürümeye başladığında güç alabilmek adına tırnaklarımı avuç içlerime sapladım ve tüm gücümle sıktım. Yanıma gelene kadar derin derin nefes alıp versem de yeterli gelmemişti. Ciğerlerime oksijen gitmiyordu sanki ve kendimi sıkmaktan mideme bir ağrı saplanmıştı.

AŞK-I MEVA /CENNET'İN AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin