XVI

1.4K 76 61
                                    

"Büke!" diye bağırdı annem içeri doğru, "Senin kahven mutfakta duruyor!" Sonra balkona girdi ve kapıyı kapatıp yanıma oturdu. Elindeki kupaları masaya koyduktan sonra omuzlarıma bir battaniye bıraktı. Kahve dolu kupayı dudaklarıma götürürken karşı binanın balkonuna asılmış çamaşırları izliyordum. Hava buz gibiydi ama annemle balkonda oturmuş kahve içiyorduk. Aslında o sigara da içiyordu. Onun yanımda sigara içtiğini görünce aklıma Mirat gelmişti. Keyifli bir şekilde kahvemi içmeye devam ettim.

"Ne yaptığınız bugün okuldan çıkıp?" diye sordu annem.

"Arem'le Mirat geldi çıkışa. Aşağıdaki boş araziye gidip oturduk biraz."

"Bu soğukta ne işiniz vardı orda?" Cevap almak istediğinden değil de kendi kendine konuşuyormuş gibi söylemişti bunu. "Sınavların bitti değil mi? Nasıl geçti?"

"Yaptık işte bir şeyler..." diye mırıldandım. Bana bu cevaptan hiç de memnun olmadığını gösteren bir bakış attı.

Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra, "Okumak istemediğinin farkındayım," dedi annem. Ses tonu nedense korkmama sebep olmuştu. Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Liseyi bitirdikten sonra okumak istemiyorsun. Zaten sen hiçbir zaman öyle büyük idealleri olan bir kız olmadın. Okula gitmeyi de hiç sevmedin. Babanla birlikte senin durumunu konuştuk..." deyip iç çekti. Babamla, benim durumumu ne açıdan konuşmuş olabilirlerdi ki? "Okumakta gönlün yoksa seni zorlayamayız. Belki ileride üniversiteye başlamak istersin. Ama merak ettiğim bir konu var." Sigarasını kül tablasına bastırıp söndürerek bana bakınca korku dolu gözlerle onu izledim.

"Evlenmek mi istiyorsun? Niyetin bu mu?"

İçtiğim kahve boğazıma kaçtığında öksürerek kendimi can havliyle ileri attım. Annem uzanarak sırtıma vurdu. Gözlerim şoktan kocaman olmuştu. Hızla kafamı anneme çevirdim. "Nerden çıkardın bunu?"

"Hiçbir yerden. Sordum sadece."

"Anne..."

Pes ederek oturduğu yerde dikleşti ve konuşmaya başladı. "Seninle alakalı bir şey değil. Geçen bir şey yaşadım, öyle birden aklıma esti işte."

"Ne yaşadın?" diye üsteledim gözlerimi kısarak.

"Derya var ya..." Duraksayarak Derya'nın kim olduğunu düşündüm. Gül'ün annesi. Aynı Gül'e benzeyen, kızıl saçlı kadın. "Gül'ün okumak istemediğini söylüyordu işte. Kızın aklı fikri evlenmekteymiş." İstemsizce ellerimin arasındaki kupayı sıkmaya başlamıştım. Acaba kimle evlenmeyi düşünüyordu? "Derya da buna karşı değilmiş aslında. Ama önce oğlu evlensin istiyormuş, büyük diye. Oğlunun okulunu bitirmesini bekleyip onu evlendirecek, sonra Gül'ü evlendirecekmiş."

Vay canına.. Demek Arem de evlenecekti. Elimde olmadan güldüm. Annem gözlerini bana çevirince kendimi toparlayarak, "Niye şu an milletin evlilik planlarını anlatıyorsun bana anne ya?"

"Ordan aklıma geldi işte. Acaba sen de mi evlenmek istiyorsun diye düşündüm."

"Yok anne, Allah korusun..." dedim gülerek. Anneme karşı böyle söylesem de aklıma gelen şeylerle istemsizce kalp ritmim hızlanıyordu. Annemin yanında bunları düşünmek bile istemiyordum. Mirat'ın adı geçse çıldırıyordu, bir de böyle bir düşüncem olduğunu öğrense beni bu balkondan aşağı fırlatırdı sanırım.

"O yüzden Derya şimdiden Arem'e kız bakıyormuş. Bana ne dedi biliyor musun?"

Korkuyordum ama sordum: "Ne dedi?"

"Efsa evlenmeyi düşünüyor mu, dedi."

Kahkaha atmaya başladım. Annem kaşlarını çatarak bana bakıyordu. "Bu kadar komik olan ne? Söyle, ben de güleyim."

Kaybolan PapatyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin