*satır arası yorumları unutmayalım canımlar
(multi : Resim atölyesi )
Bu bölüm en favori yorumları yapan Selinmelindelin'e ithaf 🎈
Nâre Çalaphan'dan 🔥
Ailecek oturduğumuz o kahvaltı masasında çıt çıkmıyordu şimdi. Az önceki sessiz gülüşlerin yerini şaşkınlık dolu hüzünler almıştı. Bâyezid diyeceğini demiş, hepimizin sol yanına birer taş oturmuştu. Ve ben menevişlerine kadar gülen bir adamın gözlerindeki hayal kırıklığını seyrediyordum şimdi... Mehmed... Elindeki çatal duyduğu şeyle büyük bir gürültü çıkartarak tabağına düşmüştü. Güler yüzüyse asıktı.-Nasıl ya... 'dedi kendi kendine mırıldanır gibi. Herkes susmuş, Bâyezid'in gidişine değil Mehmed'in çıkışına şaşırıyordu. Mehmed dönüp yanındaki ikizinin yüzüne baktı iyice. Bâyezid'in başı ise önüne eğilmişti.
-Daha vakit varken birden kalkışıp askere gittin. Hadi o bitti geldin... Şimdi gidecek yeni bir bahane mi buldun Bâyezid? '
İlk kez böyle öfke dolu, böyle kırgın görüyordum Mehmed'i. O en zor anlarda bile moralini sağlam tutup bizi de eğlendirendi oysaki. Kaşları olabildiğince çatık dururken sandalyesini büyük bir hışımla itip ayaklandı. Bir şeyler söylemek istiyor, ama tutuyor gibiydi kendini. Sonunda dayanamadı.
-Abin kardeşin değil ikizinim lan ben senin... Bırak danışmayı, verdiğin kararı bile paylaşmadın, herkesle birlikte duydum bende. ' Az önce kucağından aldığı kumaş peçeteyi boş tabağına sinirle fırlatırken son bir bakış bıraktı Bâyezid'in yüzüne.'Git Bâyezid. Bundan sonra kalma zaten, git.'dedi öfke içinde. Ve dönüp çıkmadan hemen önce anne babasına bakarak salladı başını.'Kusura bakmayın baba.'
Çıkıp gitmişti Mehmed. Geride ise hem şaşkınlık hemde üzüntü dolu bir aile bırakmıştı. Bâyezid ise suskundu. Basit bir eğitim meselesi değildi bu anladığım kadarıyla. Bâyezid'in bir derdi vardı. Sadece gitmekle çözebileceğine inandığı bir derdi... Yüzündeki kararlılık ise bunca kırgın gönüle rağmen inandığındqn vazgeçmeyeceğine delaletti. Ertuğrul baba yüzü ağlamaklı olan karısının elini tuttu usulca.
-Benim haberim vardı. Lakin bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. 'dedi kısık bir mırıltıyla. Osman sessizliğe bürünmüştü. Mihrimah ise şaşkın. Amine anne buruk yüzüyle bir iç çekip oğluna çevirdi başını.
-Biz sana hayallerinin peşinden gitme diyemeyiz oğlum. Elbette tamamla eğitimini. Lakin askerlik yeni bitmişken...'
Düğüm düğüm olmuştu boğazı. Evlat hasreti başka oluyor diye diye zor dayanmıştı askerliğe bile. Şimdi bu kadıncağız nasıl sabredecekti oğlunun yolunu beklemeye? Bâyezid başını kaldırıp annesine bir bakış bıraktı.
-Babamın dediği gibi ilerisi için bir plandı ama önüme birden bire böyle bir fırsat çıktı. Reddedersem pişman olacağım. Üstelik tek bir yer ile de sınırlı değil. Dönemler halinde ülkeleri gezecek ve dünya mutfağı eğitimi alacağız annem... 'dedi kendini anlatacak bir açıklama yaparak. Amine anne yanağına damlayan yaşı hızlıca silip tebessüm etmeye çalıştı.
-Peki annem. Sonunda döneceksin ya geriye inşallah... Bize yine sabır düştü.' dedi sesinin burukluğunu örtmeye çalışarak. Bâyezid başını sallamakla yetinmişti. Duygularını saklamakta öylesine ustaydı ki bu huyu bazen korkutuyordu beni. Yanımdaki hareketlenme dikkatimi çektiğinde dönüp eşime baktım. Sırtını pes etmiş gibi sandalyesine yaslamıştı. Kehribar rengi gözleri hüzünle kardeşine bakıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/224852840-288-k688814.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOŞNÜMÂ (tamamlandı) MUÂŞAKA SERİSİ 🌿
Ficción General🌺 🌿MUÂŞAKA SERİSİ 🌿 🌺 Oldum olası sevilmedim ben.. Bir el olsun okşamadı şefkatle sırma saçlarımı.. Benim lügatımda erkek ; şefkat yoksunu bir karabasandı daima.. Taa ki onu tanıyana dek.. Benim adım Nâre.. Bu dünyaya kor olup yanmaya, bed...